bugün

fatsa

çocukluğumuzda yaz mevsimi geldi mi gidilecek kaf dağımızdı, fatsa.
kısa boylu olduğunu sonradan farkettiğimiz fındık ağaçlarıyla bezenmiş yeşiller diyarıydı.

teyzelerin, amcaların, halaların, yiğenlerin bol bol olduğu ama gelin görün ki dayının bir tanecik olmasından dolayı mıdır nedir bilinmez, dayı hasretiyle tüketilmiş kışların fındık kabuğu kokan soba sıcaklığında özlenen neşeli günler şiiriydi, fatsa.

adını aldığı güzeller güzeli fatissa gibi zarif bir kıvrım taşıyordu genlerinde.denizi vardı yanında, vardı da biz, neden hep çocuk aklımızla ırmaklarına sevdalıydık fatsa'nın, bilmiyorum.

dut sefaları olurdu harmanda, kadınlar-çocuklar şenlendirirdik köyün sessizliğini.sonra koca köyün çocukları dere tepe demeden keşfe çıkardık bu her tarafı yeşil ülkeyi.geride bırakın haberini, isminden bile mahrum kaldığımız dostlukların hatıra defteriydi fatsa.

armudu, eriği, tahnalı, fındığı, elmayı dalından alıp yemenin zevkiydi fatsa.

sonra garip bir şey vardı bu fatsa'da hiç bir şey anlamıyordum bazen.insanlar harflerin yerini değiştirip konuşuyordu.sonra harfler nizami bir hal alıyor ama hızlıca kaynayıp gidiyordu.burda başka bir alem de vardı.bambaşka, başka hiçbir yerde teneffüs edemeyeceğiniz bir kültür yatıyordu.benim annem gürcüydü bunu da fatsa'da öğrendim.

mektepti fatsa; yaz mevsimlerinin sabah serinliğinde okunan sübhanekelerin, ettehıyyatülerin, felakların, nasların ince çocuk seslerinde melodi kazanışıydı.

çıplak ayakla çimde top oynamanın adıydı fatsa ve biz yine başka bir yerde tadamazdık bunu...

sonra büyüdük.
fatsa hep aynıydı da biz bu sefer fatsa'yı göremez olduk.karadenizin nazlı dilberi artık derinlerde taa içimizde kuluçkaya yatmıştı.doğacak günler yakındır yeni hayatlarla.çünkü zaten dirilişlerin muştusuydu fatsa.
fatsa bir ömür boyu özlenecek şehir olarak yazılmıştı alnımıza.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar