bugün

eski sevgili

yıllar sonra gördüm karşımda duruyordu son gördüğüm gün geldi aklıma; arabadaydık eve bırakıyordu beni, gaza dokunmak içinden gelmiyordu ama mecburen varmıştık kapıya masum bir öpücük kondurup yanağına indim arabadan tatile gidecekti ailesiyle, gitti...

oysa hep tembihlerdim engin öyle atlama şu havuza birşey olacak allah korusun dinlemezdi yine dinlemedi.. haber geldiğinde yığılıp kaldım boynundan aşşağısı felçmiş almanyaya götürüyolarmış, günler sonra telefonda iyiyim dedi tek bir kelime sonrası karanlık...

türkiyeye döndüğünde öğrendimki görmek istemiyormuş beni utanıyormuş, kapısında bekledim günlerce ama olmadı göremedim sonra rizeye taşındılar alanya ve rize bende yine karanlık.

'kolu hissediyormuş' geç kalmış bir umut ışığıydı artık başkalarıydık ışık kapının altından vurur gibi yaptı bu sefer kapıyı ben açmadım, karanlık...

yıllar sonra işte ordaydı tekerlekli sandalyesiyle girdi kapıdan değişmişti o gün arabada bana gülümseyerek bakan çocuk dertli bir adama dönmüştü 25 değil 40 gösteriyordu, ne yapacağımı bilemedim gitsem mi kalsam mı bakakaldım bir işaretti aradığım. gözlerimin içine baktı ve gülümsedi koştum yanına sarıldım. onu bekleyen aşık küçük kız değildim ama o kızın hayalini yerine getirdim ona tekrar sımsıkı sarılmak...

oturdum yanına kalkana kadar yaklaşık 1 buçuk saat elimi hiç bırakmadı. sımsıkı sıkıyordu elimi hatta acıtıyordu farkında olmadan, bense şükrediyordum bu acıya.
saçların böyle ne güzel olmuş dedi yaz güneşi gibi ekledi o yazımızın güneşi.

o yazımızın güneşi... çocukça, masum, aşık geçen ve bir gün batıp hiç doğmayan yazımızın güneşi. hatıramız için dün gece yeniden doğdu ve konuşurken tekerlekli sandalyedeki adamla ona hasret kadın değildik. kaleden motorla inerken gün batımında şarkı söyleyen mektepli sevgililerdik...