bugün

benden daha iyilerine layıksın

"benden daha iyilerine layıksın" dedim ve cebimdeki kartvizitleri çıkarttım. çoğu mühendis, bir kaç doktor ve az sayıda da müteahhit vardı. "hayır" diye öne çıkıp "ben seni istiyorum" diye boynuma sarıldı.

şaşırdım! kendi kartvizitime baktım, ben de mühendistim. zaten o kadar çok mühendis arkadaşımın olmasından şüphelenmiştim. elimi diğer cebime atıp borçlu senetlerimi gösterdim. bu sefer şaşıran taraf o olmuştu. gözleri dolmuş, kaşları titremekteydi. biran kendini toparladı: "beraber üstesinden gelebiliriz, ne olacak ki" derken, ben yapmam gerekeni faaliyete geçiriyordum.

naif ifademin yerine endişe, titrek sesimin yerine ise ürkek bir ses hakim olmuştu. yan ceplerden ümidimi kesip, elimi arka cebime attım. cüzdanımı hafifçe aralayıp, nüfus kağıdımın rengini gösterdim.

(bkz: ironi yaptım yer misin)