"sokağa çıkıyorum anne akşama makarna pişir." (Ceylan Önkol)...
sokağa çıkıyorum anne, yol kaldıysa,
sokağa çıkıyorum, beni toplarsın.
devlet karavanasına katacak,
beni toplarsın..
sokağa çıkıyorum anne, dağa değil
dağa çıkmaz sokaklar çıkıyor
çıktım keskin nişancı devlete,
boydak nişan tahtası
kuş canıma kurşun reva görülse,
güzel ölürdüm.
ama boyumdan büyük bomba
un ufak parçalanmak değil bu
atomlarca dağılmak
atomlarca dağıldı da canım
kan sıçramaya yüz bulamadı
demek korkuyor devlet benden, anladım
korkmasa taş atardı
eteğine topladın anne
topladın ya
aha şimdi, şimdi parçalandı yüreğim
koynundan yoldular da et kemik
eteğine doldurdun
madımak gibi
şimdi eteğinde dağılmış bir bebeğin var
eteğin anneciğim
eteğin mezar
eteğin dağ eteği, dağlanmış
ve doruklarda yanmaya başladı
yağmur dolu bulutlar
beni anne
ülke parçalanmasın diye topladılar
ve sen topladın eteğine
bütünlük sağlandı şükür
bütünlük için bütün bunlar
ormanlardaki ağıt
diklenen bir dal görünsün diye
ateşin biçtiği dağ dolusu fidan
kelebek yangınları
bütünlük için gecedeki
azraili ürküten dişli gölgeler
bütünlük içindir ateşin silgisi
köyler kurşun kalem yazısı, silinir
ömrünün bütününe ömür kalan çocuklar
bütünlük yüzünden parçalanırlar
is yapıştırır, kan yapıştırır mı haritayı
bombalar mı kapatır
gerilmiş kalbimizden geçen fayı
kimim ben, burası kimin
sıla mı gurbette anne
gurbet mi içine almış sılayı
pusulayı icat eden kadrana
niye koymuştur ki doğuyu
anlaşıldı bütünlük için elzem
içi lebalep asit
mezopotamya kadar bir kuyu
anne burada sokağa
yalnızca devlet çıkar
mermi çıkar, top çıkar, panzer
çıkar ve panzer çıkar
çünkü sınır sokaklardan da geçer
ve dağlar da geçebilir diye
devlet sokağından vazgeçmez
ülkeyi sokağa atar da
sokağından vazgeçmez
çünkü bugün sokağa çıkan çocuk
büyür bir gün
dağlara çıkar
anne ben dağa çıkıyorum toplanıp
toplanıp arkadaşlarla
azığım makarna olsun
doruklar gökyüzüne bir adım
tanrı ordan görüyordur belki
beni toplama...