bugün

zsa zsa gabor

--spoiler--
"Açılan büyük bir kapının ardından içeriye girdim. Heyecandan kalbim deli gibi çarpıyordu. Mermerle döşenmiş bir yoldan geçerek bahçe içindeki eve doğru yöneldim. Çok büyük bir zeytin ağacı evin girişini gölgeliyordu. Üst kata çıktım. Atatürk, arkası dönük, el işlemeli geniş bir gürgen koltuğa oturmuş, yanındaki masa üzerinde duran nargilesini içiyordu.

Odaya girdiğimi fark edince, kırmızı renkli kadife koltuğa, yanına oturmamı istedi. Büyülenmişçesine Atatürk'ün emrini yerine getirdim. Nargilesinin markoçunu bana doğru uzattı. Dumanı içime çektim. Diğer elinde tuttuğu rakı dolu zümrüt kakmalı altın kadehi emrivaki bir tavırla elime tutuşturdu. Kadehteki rakıyı yudumlarken heyecandan titriyordum.

Atatürk ile beraberliğimin bundan sonrasını ilk defa açıklıyorum. Dans eden dansözlerin odadan çıkmalarını emrettikten sonra ikimiz baş başa kaldık. Rakının verdiği sarhoşlukla kendimi rüyada hissediyordum. Hipnotize olmuş gibiydim. Atatürk şeytani bir çekicilikle yanıma sokulup, benimle deliler gibi sevişmeye başladı.

Milyonlarca Türk kadınının hayalini süsleyen o büyük insana, Atatürk'e bekâretimi verdim!

Mustafa Kemal Atatürk, tanrının insanlığa armağan ettiği bir kurtarıcı, bir politika ustası, korkusuz bir savaşçı ve yarı insan, yarı tanrıydı!

Zsa Zsa Gabor, 1937 - Ankara, Türkiye.
--spoiler--