"iki tür müzik vardır; iyi müzik ve kötü müzik. Ben birincisini yeğlerim (dinlerim vs.)
bizde louis amcamıza aynen katılıyor ve bir müziğin iyi ya da kötü ya da yavşak ya da bizatihi bit, olmadı dana burnu vesair olup olmadığını türü değil, melodi kalitesi ve nasıl icra edildiği belirler diyoruz.
mozart'ın en muhteşem eserini hayatında elini piyanoya en fazla 3 kere değdirmiş ben çalarsam o kötü müziktir.
hayatında yaptığı tek beste tuvalette sıçarken ıslıkla yaptığı erdener'in önden birinci senfonisi olan, ki onu da işlem bittikten sonra unutmuşumdur, olan bendenizin o muhteşem bestesini idil biret icra etse o yine kötü müziktir.
mozart'ı fazıl say ağzını burnunu büküp şapırdatarak da çalsa o iyi müziktir.
en klişe, en basit, en sıradan melodileri kullanıp ağlak yanık arası bir sesle yine en klişe, en basit, en ağlak sözlerle, tahminen 3-5 dakika arası bir sürede oluşturulmuş bir şarkı icra ederseniz o kötü müziktir.
ama bir görüşte aşık oldum gibi üst düzey söz kalitesi, üst düzey melodi kalitesi olan bir şarkıyı koca bir orkestra ile gümbür gümbür icra ederseniz sırf introsu bile size oha dedirtir, bestecisine ( (bkz: orhan gencebay)) saygı duyarsınız.