bugün

dursun ali erzincanlı

''
sen yoktun sultanım,
hz.abdullah\'ın alnındaydı nurun,
başı eğik gezerdi mazlum
kuteyle göklerden seni sorardı,
varaka seni arardı semada
anneler kızlarını hep ağlayarak sevdiler
ağlayarak süslediler ölüme
ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler
sen yokken,
canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi,
ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi
en son çocuk atılırken çukura
annesinin suretinde bir melek tuttu onu
ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi
melekler süslüyordu hira\'yı
efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur
efendisine hazırlanıyordu mekke
alem,efendisine hazırlanıyordu
kainatın gözü amine deydi
toprak rabbine yalvarıyordu
allahım gönder artık diyordu
gel diyo ağlıyordu mazlumlar,gözleri semada''

bu kadar hisli şeyleri nasıl yazar bir insan, bu nasıl bir aşkdır. ilk dinlediğimde, dizlerimin bağı çözülür gibi oldu, tüylerim diken diken oldu, ve sonra tüm albümlerini aldım, dinledim, dinledikçe dinledim, sevginin bu kadar safını ben dursun ali erzincanlıda gördüm, kalemine sağlık, o buğulu sesine sağlık.