çağdaşlık; yani modernizm bir akımdır. 1850'li yıllar öncesinde olan düşünceleri, yaşamı, gelenekleri, geçmişi, geçmişteki ahlakı red eder. gücü elinde bulunduranlar eskiye aykırı yeni şeyleri belirli kalıplarla insanlara zorunluluk olarak gösterir. eski olana karşı çıkar. eski şeylere karşı çıkarken kendi öngördüklerini mecburi kılar. kendi kriter ve hedeflerini eskiye karşı çıkarak zorunlu uyulması gereken kriterler olarak ortaya koyar. materyalisttir. yani eski töreler, ahlak kuralları ve din insanları zorunlu kalıplara sokarken, modernizm farklı kurallar koyarak yine zorunluluklar koyar. aralarındaki fark "çağdaşlık ve gericilik" dediğimiz her iki zıt kutbun aynı şekilde davranıp insanlara zorlamalar getirdiğidir. sadece kriterler farklıdır. uygulama aynıdır. ben modernizm için yazayım. bir başkası da daha eski gördükleri gericiliği yazar.
mesela çağdaşlık kabul edilen ve edilmeyen şeylerden bazılarını yazayım;
dindar olmak, dini görevlerini yapmak gericiliktir,
18 yaşından genç birinin evlenmesi gericiliktir. çağdaşlıkta evlenmeden cinsel hayatı olabilir.
köyde yaşamak gericiliktir.
dindarlarla ilişkili olmak gericiliktir. dindarlarla ilişki kurmayı sağlayan her türlü yazı, ağırlık birimi, giyim, kültür yapısından uzak durmak gerekir.
dindarların bulunduğu bir partiye oy vermek gericiliktir.
inançlara küfretmek çağdaşlıktır.
töresel giysiler giymek gericiliktir.
mini etek giymek çağdaşlıktır.
kendi kültürünün müzkilerini dinlemek gericiliktir. klasik müzik ve yabancı müzik dinlemek çağdaşlıktır.
cahil veya gerici gördüğü insanlara zorla bir şeyleri tutturmak çağdaşlıktır. gerekirse öldürerek çağdaş yapılmalıdır. çağdaş olabilmek için gerekirse darbe yapmak, gerekirse gerici bir yönetime sahip bir ülkeyi işgal etmek haktır. yobazı, cahili, göbeğini kaşıyan adamı zorla çağdaşlaştırmaya çalışır. bu türler güdülmesi gereken topluluklardır. insan hakları ve hümanizm çağdaş olmayanlara uygulanmaz.
çağdaş olmayanlar çoğunluktaysa demokrasi uygulamaya gerek yoktur. çağdaşlarla gericilerin oyu eşit olamaz.
çağdaş olmayanların çağdaşlara yönelttiği eleştirilerin hiçbir önemi yoktur. çünkü gericilerin zaten değeri yoktur. soylarının tüketilmesi gereken yaratıklardır.
çağdaşlık geleneklere karşı çıkmak ve yeni gelenekler oluşturmaktır.
çağdaşlık eski ile yeni arasına kesin sınırlar koyar. eski olanı direk red eder.
çağdaşlık binlerce yılda oluşmuş ahlaki değerleri yok sayarak bireyi özgür bırakmayı hedefler. ahlaki değerlerin neden gereklilik olduğunu sorgulamaz. çünkü onlar eskidir.
sanırım bu kadar yeter. çağdaşlık bir ideolojiye dönüştürülmüş ve dünyanın pek çok ülkesi kendi ülkesi içinde veya dışında gerici gördüklerine savaş açmıştır. çağdaşlık "ateist" bir düşünce yapısına sahiptir. çünkü eski kültürler ahlaki ögelerini dinlerle kalıp haline getirmiştir. çağdaşlık din olmadan da ahlaki bir sistem olabileceğini, insanların içlerindeki vicdan gibi insani duygularla iyi bir ahlakı olabileceğini savunur. fakat dinlerdeki allah korkusu insanlara ahlaki ögeleri bir zorunluluk olarak gösterir. din olmadığı zaman ahlaki kurallara uymak için bir sebep kalmaz. çünkü insanların yaptığı her ahlaksızlık öbür dünyada yanına kar kalacaktır.
bu durum; insanların arzularını tatmin etmeyi hedefleyeceği, kendi menfaati ile çatıştığı zaman hiçbir sınır ve kural tanımayacağı anlamına gelir. Böyle bir insan vicdanı da, iyiliği de, sevgiyi de, sadakati de, vefayı da ancak kendi işine geldiğinde yapar. Faydası olacağına inandığı insanı sever, kendisine fayda getirmeyeceğini düşündüğü kişiyi ezmekte, ona kötü davranmakta bir sakınca görmez. Bir çıkarı yoksa açlık çeken halklar, zulüm gören insanlar, acımasızca katledilen masumlar onun için bir anlam ifade etmez, vicdanında bir etki oluşturmaz. hangi dinden olursa olsun din ahlakını yaşamayan insan vicdanına göre değil, bencil isteklerine göre hareket eder. bunun sonucunu bizden önce modernleşmiş toplumlarda rahatça görüyoruz. allah'a şükür daha o kadar çağdaşlaşmadık.
çağdaşlaşanlarımız vicdan duygusundan yoksun bir şekilde, çağdaşlaşmayanları özgürlük, eşitlik, cumhuriyet, laiklik, demokrasi, çağdaşlık gibi kavramlar kullanarak öldürmekte veya zulmetmekte hiç hata görmediler. hala da görmüyorlar.
şimdi ise yeni milenyumla çağdaşlık tüm dünyada değerini kaybetti. ideolojik gücünü kaybetti. ülkemiz de bu durumun sancılarını çekiyor. çağdaş mı olacağız yoksa çağdaşlığın daha ötesi bir durum olan postmodernizm denilen; "her kişiyi olduğu gibi kabul eden" kavramımı benimseyeceğiz. çağdaşlığın sadece kendisi gibi olanlara yaşama hakkı veren yapısı artık eskide kalıyor. postmodernizm herkese yaşama şansı ve özgürlüğünü eşit veriyor.
çağdaşlar beğenmedikleri insanları artık eskisi kadar rahat ezemeyeceklerinden bu durumdan rahatsız.
kısaca çağdaşlık bitti. artık çağdaşlar ahlakı, insan sevgisini gericilerden öğrenecek.