bugün

recep tayyip erdoğan ın ağlaması

üzerinde fazla durulmaması gereken olaydır. insan bu; hüzünlenir ağlar, neşelenir güler. başbakan dediğin de insan sonuçta, ağlamış. sahte veya suni olduğunu tartışmanın bir anlamı yok, adamın içini bilemiyorsun. bu durumlarda hüsnü zan daha iyidir. "şehitlere ağlamadı" diyenlere de aynısını öneririm; adamı gece gündüz kameraya çekmiyorlar, ya evinde ağlıyorsa veya içi kan ağlıyorsa? Bu ihtimalleri de düşünmek lazım.

farzedelim gözyaşları sahte, referandumda daha fazla evet oyu için yapıyor bunu veya yaklaşan seçimler için biraz daha uzun vadede. yanlış diyeceksin, "cık"layacaksın, kınayacaksın; güzel de, türkiye'nin siyasi tarihinde kaç tane dürüst adam vardır? bir iki tane. hem siyaset dediğin kirli oyunlar değil mi, hile ve düzenbazlık gırla. "adam oy için ağlıyor" diyen tayfaya sorulması gereken sorular var; devlet bahçeli apo hususunda konuştuğu sırada "asamıyorsan al sana ip" diye urgan atması ne kadar samimidir, kemal kılıçdaroğlu'nun doğuya gidip siperde "ben çömelmem" diye ayakta durması ne kadar samimidir? hadi buyrun, böyle sorduğum an yemeyeceğim küfür kalmaz, değil mi? akp yandaşı, göbeğini kaşıyan adam damgaları vurmazlar mı bana? Halbuki, ne akp'ye oy vermişliğim-desteklemişliğim var, ne de erdoğan'a içten bir sevgim. yine de yaparlar.

son söz olarak şunu tekrarlayacağım; hüsnü zan arkadaşlar.

not: devlet bahçeli ve kemal kılıçdaroğlu sadece örnek için kullanılmıştır, adamların içini bilmediğim için bir yargıya varmadım, varmıyorum.

edit: 2. paragrafın son 3-4 cümlesindeki düşüncelerimi haklı çıkardığınız için teşekkürler. keşke mesaj da atsalardı, diyalog güzeldir. imla.