bugün

orphan

-----spoiler--
tam olarak ters köşe sayılmasa da sonunda şaşırtmayı başarabilen çok başarılı bir gerilim filmidir. film ne kadar çok klişe barındırsa da ya da bir çok saçma unsur içerse de sizi gerim gerim geriyor.

ne kadar başarılı olsa da filmin kalitesini aşşağıya çeken unsurlar yok da değildi. filmin içerisinde onlarca klişe vardı. özellikle ilk yarıda. mesela aniden haraket eden kamera, açılan buzdolabı kapağı ya da normal bir kapı ile başlayan gerilimli müzik ve kapandığında ortada hiçbir şey olmaması, birçok şeyin neyle sonuçlanacağını önceden kolayca tahmin edebileceğiniz sahnelerin bulunması, bu filmde de inanmayan mal bir karakterin (baba karakteri) bulunması vb. ayrıca fimin en sonunda annenin estheri botanik bahçesinde bırakıp polislere yöneleceğine başka yöne gitmesi (hay senin kafana) ve pek tabiiki beklediğimiz üzere estherin arakadan gelmesi ve boğuşmaya devam etmeleri estherin bir türlü ölmemesi en klişe ve saçma kısımlarıydı filmin.
esther denen güzel kızın oyunculuğu gerçekten müthişti. karakteri oynayan oyuncunun adı ısabelle fuhrman. bildiğim kadarıyla kendisi daha 12 yaşında. ama yaşına rağmen filmde döktürmekte. korkutucu olmayı başarabilmiş. güldüğünde çok sempatik gözükmekte ama kötü bir bakış attığında ya da ciddi ciddi baktığında adamı altına ettiriyor! yalnız kafamı karıştıran şey o malum şaşırtıcı olayı (şimdi onu sölemiyim bari. tadı kaçmasın) öğrendikten sonra estherin görünüşü değişti. o kadar ki ben onu oynayan kızın değiştiğini düşündüm. acaba gerçekten başka birimi oynadı o sahneleri.
filmdeki diğer oyunculuklar normaldi. ama aile babası karakterinin (artık iskele babası mı desem bilemedim) bu kadar mal olması ve çoğu amerikan filmin görülen "inanmıyorum sana" salatasını çok uzatması insanın sinirini bozan bir etmen olmuş. çoğu amerikan filminden buna alışığız ama burada artık level atlamış bu olay. kadın anlatıyor da anlatıyor adam "inanmam" diyor. sanki scary movie filmini izliyoruz da kendi kendiyle dalga geçiyor film. ama tabi sonunda doğal olarak hakkın rahmetine kavuşuyor iskele babamız. heralde kimse de bu adamın ölüğüne üzülmemiştir sanırım. gerçi bu olay kötü olsa da esther karakterinn müthiş oyunculuğu ve küçük dilsiz kızın (aryana engineer -max) şirinliği bu kötü etmeni dengeliyor. bu ikisi filmi taşımış yani.

ayrıca filmde bir tane de porno içerikli sahnemiz var ama asıl vurucu olan estherin buna şahit olması. zaten bu kız film boyunca her delikten çıkıyor. ama anne babanın seksi mutfakta yapmayı tercih etmelerinin de kızın buna şahit olmasında etkisi var.

ayrıca şu filmdeki psikolog için de br çift lafım var. vallaha çocuklar duymasındaki taş fırın erkeğini haklı çıkartacak derecede sinir bozucuydu. bir işe yaramayan ama parayı da oluk oluk götüren biriydi.
--spoiler--
sonuç olarak eğer gerilim filmlerinden hoşlanıyorsanız bu film sizi gerer arkadaş. bonus olarak da şaşırtıcı bir son var filmde! kaçırmayın yani! kapanış cümlesini annemizin güzide lafıyla yapalım! "I am not your fucking mother"