bugün

türk eğitim sistemi

efendim istanbulda bir ingilizce kursuna gitmekteyim. üniversiteden mezun olmamıza ragmen hala upper intermediate seviyelerinde sürünmekteyim. sınıfımızda 8.sınıf bir ögrenci var. bir gün sohbet ediyoruz, furkan haftasonları neler yaparsın sen?
furkan:abi cumartesi 8-13 pazar 8-13 oks sınavı için dershaneye gidiyorum. cumartesi-pazar 14-19 da ingilizce kursuna buraya gidiyorum.

şimdi bu cümlelerden sonra aklıma benim lise yıllarım geldi. haftasonları üniversiteye hazırlık için dershaneye giderdim. istanbul un igrenc trafigi sıcak-soguk havalar, bir kere olsun sabah geç kalkma fırsatım olmadı, ailemle yapacagım bir sabah kahvaltısı da olmadı.
ve kendimi her yönden yetersiz görüyorum. yani bu kadar meşakkatli bir lise ögrenimi gören bir ögrenci bence normal şartlarda çok iyi yerlerde olmalı.
artık benim lise yıllarında yaşadıgım olayları gençler ortaokul dönemlerinde yaşıyor. düşünün artık lise ögrencilerini. yani her yıl üniversiteye girmek daha da zorlaşıyor.
ortaokulda aile bir ton para döküyor oglum fen lisesine, bilmem anadolu lisesine gidecek diye dershanelere gönderiyor. sonra liseye gidiyor, bu sefer de asıl bomba sınav öss için haftasonlarını hatta haftaiçini feda edip ve yine bir ton para ödeyip dershanelere gidiyor. peki kim kazanıyor? devlet mi, öğrenciler mi?
-tabi ki dershaneler kazanıyor, o gün reytingi en yüksek bir programda maçta boy boy reklamlar verebiliyorlar. milli eğitim bakanıhala birşeylerin peşinde, yök ayrı bir tartişma konusu.
sektör büyüyor sektör genişliyor, bir pazar yaratılmış...kpss, kpds, les oks, öss, üds...herşeyin bir kursu var. senin cebindeki paradan bizde nimetlenelim tüketiciyi buna muhtaç edelim düşüncesiyle, günümüz yönetim ve pazarlama stratejilerinide uygulayarak gelirinden gitme mevzu.
-sabahın köründe kalkmak zorunda olan, haftasonları dinlenmeye fırsatı olmayan furkan a ve furkan ın gelecegini düzgün bir şekilde oluşturmak için kendi kişisel harcamalarından tasarruf edip, belkide daha fazla mesai yapan babasına allah yardım etsin.