bugün

lozan antlaşması nın zaferden çok hezimet olması

yalcin kucuk'un de vaktinde bu ve benzeri demecleri vermesi bir yana, bu dogrultuda cilt cilt kitaplar yazmis olmasina ragmen bugun en hizli kemalist olarak piyasada dolasiyor olmasina bakinca, ancak dunyayi anlamak icin "olaylara degisik boyuttan bakma" stratejisi kullanan akillarin yarattigi "madalyonun bir de burasindan bakalim" cabasinin bir eseri gibi koku veren yaklasim. tabi o da eger samimi ise, yani sirf karalamak amaci gutmuyor, samimi olarak degisik bakma durtusu ile hareket ediyorsa...

ve en onemlisi kistastir, olcu birimidir: eger lozan'i panturkist hayallerle osmanli'yi once birinci dunya savasina sokup daha da dibe vurduran, ondan sonra ise orta asyalarda buyuk imparatorluk hayallerine dalan enver pasa'nin cercevesinden degerlendirirsek, onumuzde adeta bir hezimetmis gibi durur.

lozan'i son yirmi yili boyunca her seyini bir bir kaybetmis osmanli'nin elinde kalan son durum olarak degerlendirirsek, en azindan "zararin bu kadarindan donulen kar" diye okuruz.

lozan'i mustafa kemal onderliginde bir grup inatci ve idealist insanin direnisinin eseri olarak gorursek ve avrupa'nin bir parcasi oldugunu iddia eden bir ulkenin avrupa'da en fazla yuz olcumune sahip olmasina bakarak gayet iyi bir zafer oldugunu goz ardi edemeyiz.

sadece lozan'i degil, herhangi bir seyi degerlendirirken hic bir kriter veya olcu birimi kullanmadan, sartlari ve aktorleri, donemi ve amaci masaya yatirmadan, sadece iskembe denen organ ile tahlil edersek o vakit ahmak oluruz.