bugün

ben bu yazıyı öylesine yazdım

Gitmek ister bazen insan hayatın da herkesden kaçmak, uzaklasmak kalabalıktan, yalnız kalmak.. bedenini, ruhunu aydınlatmak.. bir an hafızasını yitirmek ister kimi zaman acı çeken kalbini söküp atmak dipsiz kuyuya, ardına bakmadan koşmak, arkasından dur diyen birilerinin olmamasını ister.. çünkü ruhuna zarar veren herşey ' o ' şehirin içindedir engel olmamalı bir ses tonu bile kalmak için, basit bahaneler üretebilir her an gitmemek için.. sever insan büyüdüğü şehri, güzelliklerini, şehrin içinde ki yaşayan değerli kıldıklarını belkide o şehir değil, onun içindekilerdir şehri vazgeçilmez kılan..
ve.. iki sözcük içimi acıtan; dışarda ağlayan bulutlarla gözyaşlarım karışıyor, kalabalığın ortasın da durakladım. lütfen söyle bir daha gözyaşlarım akmalı özgürce mutluluktan iyi ki bu şehir iyi ki sen hoşgeldin bebek yüzlüm..
insanlardan geriye kalan yaşanmışlıklar ve söylenen sözler değilmidir ? en çok canımızı içten fetheden, kalbimizi acıtan, kimi zaman gülümseten..
yorgun bedenimi sürüklerken bu şehirden iki sözcük, sıcak bir sarılışa hapsoldum yine bu kalabalık saçma şehire.. nefesinle can buldum, gözlerinde kayboldum, sana baktığım da; denizin maviliğinde, çimenlerin yeşilliğinde, bembeyaz karların saflığın da, güneşin sıcaklığındaydım.. ışıl ışıl yaşam dolu yine yeniden der gibi ortak olmak her sevince, her mutluluk ve hüzne, dudaklarımızdan hiç eksilmeyen 'seni seviyorum sakın gitme' sözcükleri...
'ben sende yaşam buldum' derken ne kadar da güzel bakıyorduk bize.. en kötü günlerimizde bile tebessüm eksik olmamıştı bizden.. hiç bu kadar kopmamıştık en berbat hayatı yaşarken bile, her gün lanet okunan hayattan bir aşk yaratmıştık. küçük dünyamız da onu büyütmüştük, beklentimiz yoktu hiç birşeyden sadece 'biz' sadece 'ikimiz' can buluyorduk tenlerimizde, sanki bir daha hiç karşılaşmayacakmışız gibi değerliydik ikimizde kalplerimizde..
gözyaşlarım hiç bu kadar mutsuzluktan akmamıştı, biz bi oyun oynadık ben hayatımı, sen benden vazgeçmeyi ortaya koydun. oysa ne kadar mutluyduk gerçek gözüken yalan aşktta..
"Derin derin nefesimi çekince farkettim kokun yastığıma sinmiş özlenen insan"
ve bu saçma şehirden, kocaman bir hoşçakal yarım kalmışlığım...