bugün

imla

saygıdeğer sözlüğümün sevgideğer suser'ı imla. benim için olan değerini..*
üzerimde büyük baskı var şu an. nasıl olmasın ki, bende ki değeri kaşıkçı elması tadında olan birinin mahlası altına entry..*
Uludağ sözlüğün bana kazandırdığı en değerli insanlardan biri olan imlanın bende ki yeri başkadır hatta abartıyım bambaşkadır.*
aynı renklere gönül verdiğimiz Fenerbahçemiz vasıtasıyla açılan konu, boşa sallayıp doluyu vurmamla* tadından yenmez bir hal aldı ve neredeeeen nereye diye iç çeker bir halde entry yazarken buldum kendimi. her şeyden önce iskender palayı keşfetme sebebim* olduğu için ne kadar teşekkür etsem azdır kendisine.
bence, eğer abidin dino imlayla tanışma fırsatı bulsaydı ve akabinde nazım hikmet sorsaydı mutluluğun resmini çizebilir misin diye eminim ki imlayla tanıştıktan sonraki halinin portresini çizmesi yeterli olurdu.*
aslında anlatılcak o kadar çok şey var ki, özel hayatı ve gerçek kimliğine dair bilgiler vermek istemediğimden dolayı susmak durumunda kalıyorum. örneğin esmer, kıvırcık saçlı, 1.75 boyunda ve de mavi gözlü bir yazar olduğunu söyleyemiyorum. gerçi bunları söyleyememe nedenim yalan atmayı sevmediğim için ama neticede söyleyemiyorum.
imlayla geçen zamanlarımızdan çok, geçireceğimiz zamanların düşüncesi mutlu ediyor beni ve biliyorum ki yapmadığımız şeylerin yanında şu ana kadar yaptıklarımız devede kulak kalacak. tabi şu ana kadar yaşadıklarımızında yeri ayrıdır. çünkü neler yapmadık ki onunla. mesela artistik jimnastik yapmadık. olsun onu da yaparız inşallah. gerçi bizim yaptığımız jimnastik ne kadar artistik olur orası ayrı bir muallak. çünkü biz artistikten ziyade artistlik yaparız beğenmeyenlere de kafa göz dalarız ama olsun denemedik olmaz en azından. neyse konu çok dağıldı. nerde kalmıştık. heh hatırladım. imlanın insanüstü bir varlık olduğundan bahsediyordum. asasını kaldırdığı anda güneş bulutların arkasına geçt..*