ultraslanın öncülüğünde 5 dk lık sessizlik protestosu ile başlayan karşılaşma, anlamlı ve bir o kadar da nazik protestodur bu yapılan lakin o 5 dk dan sonra devam etmesi de bir o kadar üzücüdür, istenen galatasaray da bir isyan çıkartmaksa doğru yoldalar ancak istenen oynan futbol ve takımın mücadelesine bir tepki ise 5. dakika dan sonra gerçekleşenler yanlıştır, tüm maç boyunca yapılacak protesto galatasaraymızın zararınadır.
maça gelecek olursak milan baros un oyun sistemimizde ne denli önemli bir futbolcu olduğunu daha iyi anladığımız maç olmuştur, boş koşuları, pozisyona giriş becerisi ve hava toplarında ki hakimiyet ve akıllıca net vuruşları ile bu ehemmiyetini ispatlamıştır. ayrıca maçta ki bir istatistik dikkat çekicidir, dakika 29 ve topa sahip olma oranları şöyledir; galatasaray %72 diyarbakırspor %28, bunda diyarbakır orta sahasının nispeten pres yapmaması da etkilidir ancak galatasaray lı futbolcular pas trafiğini gayet iyi kurmuşlar ve ayağa sakin oynayarak oyunu çok büyük bir bölümünün net hakimi. maç ta bir diğer göze çarpan unsur da frank rijkaardın galatasaray taraftarından güvenoyu alması denilebilir çünkü tüm bu protestolarda irjkaard a en ufak bir tepki bulunmuyor.
ve arda turan, onun için söyleyeceğimi şu an giydiği 10 numaralı formanın efsanesi ve gerçek sahibi metin oktaygündüz kılıç*a bir maç öncesi söylemiştir; "bizi sevenleri üzmeyelim baba". kötü oynayabilirsin, gol kaçırabilirsin, kırmızı kart görebilirsin vs vs lakin o kutsal formayı terletirken bu kadar ruhsuz oynaman kabul edilir bir şey değil. amacın mutsuz olduğunu gösterip gitmekse, "kimse ama hiç kimse galatasaray dan üstün değildir" cevabını bu taraftar ve kulüp sana net olarak söyler!
sana verilen değerin kıymetini bil ve seni sevenleri üzme!!..