ah müjgan ah

entry115 galeri video3
    21.
  1. ayrıldığını duydum, burayı senin için hazırladım müjgan.
    - çok mesudum. ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemiyorum.
    - bütün arzumuz, bütün isteğimiz bir çatı altında beraber olmaktı.
    - ne güzel... tıpkı eski günlerdeki gibi...
    - hatırladın demek... o sahil kahvesini, bu elli kuruşluk gazozu, kurduğumuz hayalleri unutmadın demek...
    - nasıl unuturum?
    - nasıl unutmazsın? sen ki hususi arabayla atlas yorgan, sırmalı fistan uğruna her şeyleri yıkıp gitmiş bir müjgansın.
    - hüsnü...
    - sen ki ardına dönüp bizlere bakmamıştın bir defa. sen ki kağıt paralardan kanat takıp o cehenneme uçmuş müjgansın. nasıl hatırlarsın? seni anlamayan, müjganlığının farkına varmayan o herif kanatlarını kesmeseydi gene de düşmezdin buralara.
    - olanları unutalım artık...
    - beni hatırladın nihayet. tanıdın. şimdi öbür tarafı unutursun tabii.
    - yeter hüsnü...
    - yeter tabii, yeter. şaka söylemiştim zaten. bak, şu eve bak... ilk gittiğin, hayran olduğun, dilinden düşüremediğin bir ev... o zaman böyle büyük, böyle bir masraflı ev düşünememiştik bile. hayalimizden çok daha zengin bir hakikat bu. şimdi paramız da var. her şeyimiz var. hadi, çık, koş, ara, bağır, çağır, hüsnü'yle müjgan da gelsinler buraya.
    - anlamadım...
    - ne sen o müjgan'sın, ne de ben o hüsnü'yüm. bizi ebediyen ayırdılar, kopardılar...
    - gitme, bırakma beni!
    - o müjgan için, o müjgan'la hüsnü'nün hayalleri, ümitleri, ufacık, fukara istekleri için sen de ağla benim gibi. o müjgan en büyük matemlere layık. ama sen... sen... daha ne istiyorsun benden?
    11 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük