pişmanlığın toksik utanca dönüşümünü engellemenin en delikanlı yolu ayna kullanmaktır. fakat en kötüsü, ayna gereksinimi dahi duyulmayan kimi durumlarda peyda olan o kıvrandırıcı can sıkıntısıdır ki sızılmadık tek bir alan kalmayana değin kendine siktir çekebilmekten geçiyormuş sarsılan egonun kompanse edilişi; test edildi - onaylandı. kendi modernimizde farkına vardığımız tüm yeni detaylar yüksek duyarlılıklı ilkelimizi yüceltebileceğimiz ayrıksı bir bakışım alanı yaratıyor. and since we know an end will come.
*yok bu beni kesmedi*
pişman olunanın, o ân'ın çoğulladığı bigâneliğin kışkırtıcı yanılsamasının etkisi çoğu kez uzun sürmez. bu da ruh sağaltımı gerektiren, ileride adı 'alışıldık' diye anılacak olan mütemadi öğrenim sürecinin bir parçası. üniversite sınavının bir sene evveline gitmeyi ilk kez gerçekten istediğinde, küs ayrıldığın, düşman kaldığın, ayrı gittiğin birini ilk kez düşünüp keşkelendirdiklerinin lejantında "aman ya sikerim nedir" fikrine yine ilk kez uğradığında, yanisi her pişmanlığı yine kendi kompleks mantığında kendi fikrinin doğruluğuna, güzelliğine, iyiliğine yorduğunda bir kez daha pişman olarak görünür toplamda üzülüyorsun. şimdi ben adına insan olma ağırlığı derim, sen "amına kodumun salağı" dersin. değişikmiş bak o da. 'tekhnem dolu müfsidle'. yine de zamanın zihne kodladığı 'zaten' stereotiplerinin geçen zamanla muarızların hiddetini dindirmesini bekleyip; başta olumsuz olan anlamın nötr'e evrilmesini, şehre belki bir film gelir umuduyla işte, kotaramamak. uzlaşılamıyordu. protokooperasyonu bilmiyorlardı, besbelli yürümüyordu, karaya oturmuştu, şimdi de suya ihtiyaç duyuyordu, yetinmiyordu, merdivenleri çıkıyordum, yanımızda farklı insanlar, farklı konumlarda farklı yerlerde farklı uzamlarda geçmişten sek-sek; bu bi şehri bir diğerine terk edip gitme anksiyetesinin baş vermesi. boğazlı kazağım yoruyordu. masaların arasında dolanan masa boyunda bir çocuk; cebimdeki tüm bozukluklar ikimilyondörtyüzbinlira ediyordu (10kuruşum daha olsa sakızı haketmiş oluyordum), doğal bir afetti, evet birazdan bira içecektim. döndüğümde gitmiştim.