mihr: güneş ve mah: ay anlamında oldugundan bir yanı güneş bir yanı ay anlamına gelen isimdir.
özel anlamda ise , mimar sinan'ın adına 2 tane külliye yaptığı kanuni sultan süleyman'ın kızı.
mihrimah sultan mimar sinan'ı çağırtır ve kendisine bir külliye yapmasını emreder. mimar sinan anadolu yakasının en uç noktasını seçer ve oraya dillere destan bir külliye yapar. ve yasa cıkarılır külliyenin civarındaki evlerin kapı pencere oranları külliyedeki yapılara göre 2/3 oranında küçük yapılacaktır diye. bu yasa sayesinde külliyenin şaheserliği uzun yıllar devam eder.
mihrimah sultan bu kulliyeyi çok beğenir ve mimar sinan'ı çağırtıp bir tane daha yapmasını ister. mimar bu sefer avrupa yakasının en yüksek tepesini seçer ve oraya da bir külliye inşa eder.
buraya kadar her şey gayet normal. ilginç taraf şu ki , yıllar sonra bir bayan istanbul'un yüksek yerlerinden birine cıktıgında bu iki külliyeyi de aynı anda görme imkanı bulur. yanılmıyorsam bayezıt yangın kulesi idi burası. ve şunu farkeder ; nisan ve mayıs aylarında , akşam anadolu yakasında dolunay külliyenin 2 minaresi arasından doğarken , avrupa yakasındaki külliyenin üzerinde güneşin battığı görülür. ertesi sabah anadolu yakasındaki külliyenin 2 minaresi üzerinden güneş doğarken avrupadaki külliyenin üzerinden ay batarmış.
iskender pala'dan devam edelim ;
'' şimdi siz söyleyebilir misiniz bunu bana mimar sinan bunu tamamen tesadüf eseri yaptı? o zaman soru şu acaba mimar sinan mihrimah sultan'a aşık mıydı ? sevginin adını gizleyerek acaba mihrimah'ı gökkubbenin altında binlerce yıl adını andırabilecek bir güzelliği başka kimseye yapmadı , kanuni'ye bile yapmadı acaba mihrimah'a niye yaptı?''
