bugün

mülksüzler

politik bilim kurgu roman, ütopya. ursula k. le guin tarafından 1974 yılında yazılmış.

mülksüzler'de anlatılan ütopya öyle kanıksanır ki, bu kanıksama gerçek dünyayı yadırgatır. gündelik olan garip gelmeye başlar. oysa mülksüzler bildiğin bilim kurgudur, farklı gezegenlerde yaşayan farklı insan toplumları, uzayda yolculuklar, vs. ütopya gerçek gibi gelmeye başlarken, yaşadığın dünyanın zemini ayaklarının altında kıpırdamaya başlar. romanı bir başyapıt yapan unsur, ütopya olmayan bir ütopyayı anlatıyor olması olabilir. özel mülkiyetin olmadığı, sahip olunanların toplumun kolektif malı olduğu bir düzeni*, mülksüzlerin toplumsal davranış alışkanlıkları ve anlayışları tamamlar.

aynı zamanda bir feminist olan yazar le guin, mülksüzler'de insan ilişkilerini öyle bir biçimde ortaya koyar ki, ütopyayı bir anarşist klişe olmaktan işte bu kadın-erkek, erkek-erkek, kadın-kadın, yetişkin-çocuk, zeki-ortalama, sakin-öfkeli, öfkeli-öfkeli vs. arası ilişkiler çıkarır. mülksüzler toplumunda toplumsal cinsiyet yoktur denilebilir. içimize kadar işlemiş kanıksadığımız her bir şeyi mülksüzler bir bir suratımıza çarpar.

--spoiler--
romanın ilk sayfalarında uzay gemisinin kaptanı olan bir insandan bahsedilir. bu, romanın ana karakterlerinden biri değildir. sadece ilk sayfalarda yer alır ve eğer bu kaptanla ilgili anlatılanı anlayamazsanız, kitabı bitirdiğinizde aklınızda kalanlar arasında yer almaz. kaptan, bildiğin kaptandır. bilmediğinse onun bir kadın olduğudur. birden fazla cümlede kaptanın erkek değil kadın olduğuna dair bariz ipuçları yer alıyor olmasına rağmen, kaptanın erkek olduğunu düşünür ve sayfaları okur gidersiniz. romanı ikinci kez okuduğunuzda kaptanın aslında kadın olduğunu farkettiğinizde anlarsınız bunun böyle olduğunu. ben böyle anladım.
--spoiler--