kimsenin düşmanı, hele hele baş düşmanı değildir. henüz rüştünü ispatlamamış, cezai ehliyeti olmayan yaştaki insanlara oy hakkı bahşetmekten söz etmek şaka değilse eğer, egzantrik bir çıkıştan fazlası değildir. ilgiye,reklama muhtaç kişilerin başvuracağı bir yöntemdir. yani bunu yıldo yaparsa güler geçeriz, eh, kafadan kopardı yine deriz. bahis konusu akademik kariyeri olan, anayasa mahkemesi raportörü gibi önemli bir postu uhdesinde barındıran bir şahıs olunca ne yapacağız? yoksa ortada ne bir teker vardır, ne de çomak. hukukçulardan beklenen zaten tekerlerle uğraşmaları değil, nitelikli işlerle iştigal etmeleridir. manifestoları da ciddi insanlara bırakalım lütfen.