mustafa armağan'a ve onunla aynı zihinsel özrü bulunanlara hayatta olmasa dahi hala batan kişi.
hayır anlaşılmayan nokta şudur ismet inönü'nün neyi tartışılmaktadır?
ismet inönü'yü askeri yönden tartıp siyasi olarak aynı fikirde olmadığı için yerden yere vurmaya çalışan zaman gazetesi yazarına sormak lazım 'acaba geceleri rüyasına ismet paşa mı giriyor da bu saçma sapan çıkışları yapıyor?'
ismet inönü nasıl komutandır? işte bu sorunun cevabını en iyi o devrin insanları vermiştir.
hayatında savaş meydanında bulunmamış evinde klayesi ile ertesi günkü yazısını yazıp cebini sıcak tutanlara ismet inönü'nün komutanlığını tartışmak düşmez.
o devirde, milli mücadelede halk mustafa kemal'i ve ismet inönü'yü seçmişse buna saygı duyacaksın.
sonradan şöyleydi böyleydi demeyeceksin.
ne ismet inönü'ye babasından koltuk kalmıştır,
ne de mustafa kemal'e.
o insanlar sözüm ona demokrasi yıldızlarımız gibi seçilerek gelmişlerdir.
fakat seçilmek için ne afişe değil cesarete ihtiyaçları vardı.
o devirde herkes isterdi mustafa kemal olmak, herkes isterdi ismet paşa olmak.
ama sadece ve sedece bu insanları diğerlerinden ayıran birbirlerine bağlılıkları ve cesaretleri olmuştur.
haklarında idam kararları verileceğini bile bile çıkmışlardır yola.
öyle afiş bastırarak, kömür dağıtarak seçilmemişlerdir.
seçilmek için, seçilince vatanı için seçilmek için, onları seçenlere bağımsızlık getirebilmek için canlarını ortaya koymuşlardır.
avrupaya kaçmamışlardır birileri gibi. kazım karabekir'e gelince,
o değil midir ki bu insanların şeymsiyesi altına girme cesaretini göstermiş,
yeri gelmiş şemsiyeyi o insanlardan daha çok sahiplenmiş.
işte bu kararı veren kazım karabekir'in de kararını tartışmak kimseye düşmez.
hele zaman gazetesinin sözüm ona 'tarih' yazarına hiç düşmez.