bugün

hepsi bir sen iki

- Kaldır o sandığı da kaldır, toz ve eskiden başka bir şey bulmayacaksın ki altında...

iç sesinin susması için tanrıya bir kez daha yalvardı... elini attığı tüm çuvallardan, hurç ve sandıklardan,iç içe geçmiş o bütün tahta ve karton kutulardan, istedikleri dışında herşey çıkıyordu. o ise isteğini yitirmeden karıştırıyor, omuzlarına bazen boğazına kadar içeri girmek zorunda kalsa da tüm kutu ve sandıkları boşaltıyordu.

Elleri ve hatta dirseklerine kadar toz içinde, ağzını bulayan çamura kolunu siliyor... kolunu çamura siliyor, bir hata yok burada, çünkü sanki ağzı çamurla dolmuş hissi, tüm damağına yayılmış onun.

sol ve sağ yanında neredeyse oturma halinde kendi boyunu bulacak kadar üst üste birikmiş, rengarenk ve farklı eskilikteki anı ve düşünce yığınlarına bir daha baktı. "-Sizler benim ürünüm olamazsınız! Yakacağım hepiiiinii-!?!"... (histerik bir kahkaha veya çığlık uygundu buraya, ama boğazı kurumuş - kumdandır.)

- Salaksın sen biliyorsun değil mi?

hayat onunla hep dalga geçmişti, farenin oynadığı bir peynir gibi. O, fare olamaz. çünkü farenin şansı, kedi fare oyununda, peynire kıyasla daha yüksektir, peynir ya kapanda, ya da farenin ellerinde, delik deşiktir. kokulu bir peynir... Ah bu Anıyı hatırlıyordu, kokmuştur biraz, doğaldır. Eskidir kendileri, çok eskidir. bak nasılda sağı solu keskin, kim bilir ne kadar deldi ve yaraladı o sandıklara girerken. Neyseydi, onu da yakmalı.

bir o bir bu, biraz şu ve sonunda istemeden bir dolma kalem geçti eline, mavi renkte. mürekkebi tükenmeyen bir kalem. "Ah seni ne çok özlemiş, ne çok sevmişim. rengini, seninle yaşadıklarımı. senle sana yazdığım şiirlerimi. hatırlıyor musun? bir anı defterinin kenarına zincirlemiştim seni. Gr-i."

- Hatırlamaz mı bak nasıl da gülüyor sana!.. Delisin.

"Belki de senle yazdığım bir şiiri söylemek istersin. Ben unutmuşum da". Kaleme baktı, sonra tekrar sandığa. iç sesi duymazdan gelerek, kalemi kulağına götürdü ;

"küçük bir rüyayım ben
bir senin gördüğün
aslında olmadım burada
beni sakın arama

çok uzun gibi geldim
ama gerçek değilim

minik mavi bir çiçeğin
açtığı bir rüyayım ben
içine doğdum belki
sadece senin bildiğin

çok uzun gibi geldim
ama gerçek değilim

tekrar görmek için yattığın
arkası olmayan bir rüyayım ben
rengarenk geçitler verdiğim
hep sonunda bittiğim

çok uzun gibi geldim
ama gerçek değilim

küçük mavi bir rüyayım ben..
en çok seni özleyen"

Kalem sustu sonra. onu rafa koydu, aramaya oturduğu şeyleri tekrar kurcalarken, bir çokları eline battı, dikenli. bir çokları kesti kollarını. bunların hepsini bir kenara koydu. tüm anıları ve düşüncelerini üstüste aynı yere koydu. karşısına kalemi koydu.

hepsini topladım. hep birini bir yaptım ve o bir, sen etmedi.

gülümse.

edit : şiir boktan geldi düzelttim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar