bugün

özlemek

Bir çok tanımı yapılabilir özlemin. Uzaktaki sevgiliyi özlemek, çocukluk arkadaşını özlemek, bindiğin ilk bisikleti, kazandığın ilk sporcu kartını özlemek.

Özlemek sevmekle alakalı. Sevdiğin için mi anlarsın özlediğini, yoksa özlediğin zaman mı anlarsın sevdiğini?
Her ikiside...

Bir yaşam düşünün, bir adam. Rutin bir çalışma hayatı olan bir adam.Yılda bir defaya mahsus tatili olan bir adam. Dinlenmek, tatil zamanı geldiğinde rutin yaşamına verdiği küçük bir aradan ibarettir. o tatil yıl boyu yaşadıklarını unutacağı, bir ruh terapisidir. Terapi ne kadar başarılı olursa o kadar zinde başlar çalışmaya. Sonra yine aynı yaşam.

işte özlemek bazen bu adamın işine benzer. Bazen bir tatile çıkarsın. Çıkman gerikir belki de. eğer ruhunu terapi edebilirsen daha zinde döneceğini de bilirsin.

--spoiler--
Özlemekte olan bir adamın hikayesi...

Sevdiğine ara vermek zorunda kalacaktı. Yapılan hatalar, tekrar tekrar yapılan hatalar derin kalp kırıklıkları oluşturmuştu onda. Hataların bir türlü gerçekleşmeyen telafisi, yine ve yeniden tekrar eden hatalar tarif edilemez kırgınlıklarla doluyordu. Bu kırgınlıklar kızgınlıklara dönüşüyor ve git gide sevdiğinden uzaklaşmasına neden oluyordu. Canından bir parçanın kopuşu, tarif edilemez yaralar açmıştı. Kesip atmak olanaksız olan bir yara. Ne sevdiğinden vazgeçebildi ne de kırgınıklarından. Güven duygusu tamamen kaybolmuştu. işte bu yüzden ara verdi. Uzunca bir ara.

Kızgınlığı onu özlemesini engellediği her defasında. Beynini boşaltmaya çalışıyor, başaramadığında her defasında yeniden başlıyordu. Bir ara başarmak üzere olduğunu hissetti. Galiba artık onu unutuyordu. Açılan yara yavaş yavaş kuruyor yerini yeni bir dokuya bırakıyordu. Kaybolan güven duygusu bu yaranın kabuklaşmasında en önemli rolü oynuyordu. Güven kaybolduğu zaman yerine o duygunun geri geleceğinin ne denli zor olduğunu çok iyi biliyordu.

Aradan çok uzun zaman geçmiş, yapılan hatalar çok geride kalmıştı. Artık hatalar tekrarlanmıyordu, ama kızgınlığı ve kırgınlığı hala geçmek bilmiyordu. Bir set örmüştü adeta duygularına. Kaybolan güven duygusu tekrarlanmayan hataların önüne geçmeye yetiyordu. Tek eksik olan güvendi.

Çok uzun bir aradan sonra ilk defa sesini duydu o gün. Telefonu kapattıktan sonra, gözlerinin dolduğunu anladı. Gözleri uzaklara daldı. Kendine geldikten sonra özlediğini hissetti. Sanırım özlüyordu artık onu. Sevdiğini yeniden özlemeye başlamıştı. Yeni bir başlangıçtı belki de...

Bazen ufacık bir detay bile güven duygusunu filizlendirmeye yetebiliyor. Bu filizlenme, güven duygusunun çektiği seti yararak büyümeye ve koca bir çınar olamaya yetebilir. işte yaşanılan o küçük detay yeni bir çınarın yetişmesine yardımcı olacak belki de.

--spoiler--