küçük şeylerden doğan sebeplerden ibarettir.
nasıl mı ?
otobüsü durduran bir genç kız, bir bayan ya da bir teyze (yaşı önemli değil) otobüse biner.
otobüsteki bütün koltuklar doludur, biri hariç.
cam kenarında bulunan çift kişilik koltuğa kadınımız oturur, cam kenarına geçerek manzarayı seyrede seyrede yolculuğunu yapmaktadır.
kadın kişi evine mutlu mesut gitmektedir.
sonra otobüsü bir delikanlı, bir herif, bir moruk (yaşı önemli değil) otobüsü durdurmak için işaret eder.
otobüs durur, kapılar açılır ve er kişi otobüsün artık içindedir.
otobüsün içine şöyle bir göz atar, neredeyse bütün koltuklar doludur.
şans bu ki kısmetine bir boş koltuk bulur, fakat koltuk yan yanadır ve diğer tarafta bir bayan oturmaktadır.
koltuğa doğru ilerler ve er kişi bayana nezaketle;
"pardon buraya oturabilirmiyim ?" der.
bayan kişi tamamen limonu andıran o ekşimsi suratı ile;
"hayır, birazdan arkadaşım gelecek" der.
er kişi şaşkın bir vaziyet ile yolculuğu ayakta sürdürür.
sonra kadın aradan 5-10 dakika geçmeden otobüsten iner ve evine gider.
bayanın bahsettiği arkadaş hala gelmemiştir.
bu tipler kadın ile erkek eşitliğinden dem vurup dururlar fakat otobüste bir erkeğin yanına oturmasından hoşnut kalmazlar.
(bkz: haremlik selamlık)
e ablacığım hani sen kadın-erkek eşitliğini istiyordun, hani sen cinsiyet ayrımcılığına karşıydın.
aynı şeyi sen demin gerçekleştirdin ama, cinsiyet ayrımcılığı yaparak yanında oturmamı istemedin. demek ki cinsiyet faşizmini sen de kabullenmişsin.
bir erkek olarak desteklediğim kadın-erkek eşitliğini, yaşadığım bu olay nedeni ile ciddi ciddi tekrar gözden geçireceğim.