- nihal! bıktım senden nihal. götün sıkıştı mı çek bi bayılma numarası, herkes başına toplansın, gündeme otur, di mi? ohh, ne güzel. eşşek kadar olmuşsun, memelerin babaannemin memeleri kadar olmuş, hala daha agucuk agucuk diye seviyolar nerdeyse seni. bir de gelmişsin koskoca çiftliğe, diyorsun ki "benim dünyam işte buraya kadar ühühühüh" (daha ne istiyosun kızım ya?) sonra utanmadan, "matmazel de gelirse, yurtdışına gider bir okula yazılırım" heee canım heee, ordaki tüm okullar da açmış kapılarını seni bekliyorlardı. iyice gıcık oldum sana kızım. behlül'den yiyeceğin tekme için şimdiden sabırsızlanıyorum. sazan seni.
- behlül, sana gelince tosunum, üzüntüden midir yoksa amcanın götünden tıktığı şeylerden midir nedir, her geçen hafta daha da çok şişiyorsun. nihal de öyle keza. ziyagil yalısı kilo aldırıyor tabii. onu geçtim, neydi lan bu hafta merdivenlerde gelinlik kız gibi ağlamalar, zırlamalar filan? bu kadar mı çok seviyorsun amcanı ve nihal'i? ne diye düdüklersin o zaman adamın nikahlı karısını? sevişirken iyiydi di mi? o zaman amcan yok muydu? nihal sana abanınca unuttun tabi bihter'i, bahane oldu bu da. ama dur behlül, amcan senin de o şırfıntı bihter'in de amına koyacak. böyle kurtulamazsınız!
- bülent, bu hafta arabadayken yeni şöferi iyicene tersledin. iyi de çocuğum, sen daha kaç yaşındasın? iyice sezercik moduna girdin yani. sanki o herifin neden soru sorduğunu anladın, firdevs misali çözdün entrikayı bacak kadar boyunla, artislik yapıyon. sen gir odana play station oyna bir daha da ükelalık yapma. "lütfen siz gelmeyin servisle gelicem" demeler falan? üffff, bülent valla bilemiyorum, tiksindim senden bu hafta. bıçak sırtı'ndaki o sevimli çocuk sen olamazsın bülent, inanmıyorum buna. ergenlik ne pis bir şey, bir kez daha anladım sayende.
- adnan, matmazel ve ahsen hanım. biliyorum, üçünüz de son derece salaksınız. ama matmazel sen gene biraz akıl sahibisin ki, adnan'dan söğüşlediğin paralarla deniz manzaralı o sosyetik evi alabilmişsin. neyse, gelelim asıl konumuza; şu nihal'in tek eksiği ne biliyor musunuz? iyi bir dayak. özellikle sen matmazel, bir daha nihal bayılma numarası yaptı mı "adnan bey telaş etmeyin şu an çok iyi ama..." bıdı bıdı diye telefonlara sarılırsan, o takma kirpiklerini yakarım kadın!
- peyker ve nihat! siz nesiniz kuzum? allah aşkına bi söyleyin, nesiniz? yatakta, yarı çıplakken bile derdiniz adnan ve bihter'in evlilikleri? güzin abla mısınız? niye o iki salağın hayatlarını yaşamakta ısrar ediyorsunuz ki? gidin çocuğunuzla filan ilgilenin, olmadı yatakta bari adnan-bihter konuşmayın. yetti gari!
- süleyman efendi, süleyman efendi! "dedikodu yapmayın leeaaann" diye bilgiçlik, olgunluk tasla dur sen, o gözünün tuttuğu şöfer sıçacak hepinizin ağzına haberin yok. bu mu lan yılların birikimi? insan sarraflığı?
- katya! tamam abazansın, muhbirsin falan ama gene bi sende çalışıyo o saksı. çaktın sen o şöfer dalgasını ama dur bakalım. firdevs'in hizmetkarı olmanın yararları işte, çekirdekten yetişiyorsun böyle. görüyüm seni katya!
- hilmi önal denyosu, bak kardeşim; sen bu ziyagillerle uğraşırken, ordan biri çıkıp şirketlerinin amına koyacak. benden söylemesi. işin gücün dedikodu oldu lan, nasıl iş adamı oldun, nasıl zengin oldun sen? sende en fazla saç keserken, camdan mahalleyi süzüp karı kız dedikodusu yapacak berber tipi var olum. golf molf, tenis neyin bilmiyon mu sen? git vaktini öyle öldür.
- son olarak bihter! bihter, sen salaksın, bunu da biliyorsun. ayrıca gurursuzun onursuzun da tekisin. neyse, sana pek yüklenmeyeceğim (ki zaten yüklenen yüklenmiş) dizinin sonunda ihale sana kalacak çünkü.
hadi öptüm bye.