bugün

içinizdeki öküze oha deyin

isimiyle yarattığı ilgiyi karşılayamayacak ölçüde hayal kırıklığına uğratmış bülent akyürek kitabıdır. son derece dikkat çekici ve mizahi bir ismi bulunmakta fakat alıp okunmasını pek te tavsiye edemiyeceğim.
kişisel gelişim kitaplarını ve söylevleri birçok açıdan eleştiriliyor kitapta. çıkış noktası gayet güzel, mantıklı, kişisel gelişim kitaplarını oldum olası sevmemişimdir zaten. fakat okudukça eleştirilerin boyutlarını, niteliğini, kullanılan üslubu gördükçe şaşırıyor insan. genel olarak islami bakış açısında ilerleyen eleştirileri nesnellikten, mantıktan, sağduyudan ve yazın etiğinden sapıyor çoğu kez. meselelere tek açıdan yaklaştığını, bazı noktalarda kendiyle çeliştiğini ve argo kullanımıyla da yer yer tiksindirici espiri öğeleri kullandığını görmekteyiz. batı-doğu toplumu olarak ele alnınan değerler bütününe eleştiri var. batı hep kötülenirken, aksak yönleri gösterilirken, doğu maneviyatıyla yüceltiliyor. haklı ve doğru tespitleri var tabiki fakat bu tarz genellemelerin yanlış neticelere vesile olduğunu da unutmamak gerekir.
yazarın mantığına göre yapacağımız herşey cennete girmek için olmalı. dünyanın işlerinden mümkün olduğunca kaçınılmalı, pasif bir insan olunmalı, mal, mülk boş işler falan filan. tamam da böyle olursak dünyayı tamamen adaletsizliğin, zalimliğin eline bırakmış olmayacak mıyız? hem ibadet dediğin allah rızası için yapılır benim bildiğim. cennete girmeyi odak haline getirmek bencilliğin daniskasıdır.
kişisel gelişim kitaplarının tamamen insanı harcamaya yönledirdiği, tüketici toplumun özelliklerini övdüğü, nefsin ruha hakimiyetine dayalı öğretiler bütünü olduğunu söyluyor yazar kişisi kitabında. katılmamak elde değil fakat kitabının ismini >içinizdeki öküze oha deyin< değil de, dikkat çekmeyen bi isim koysaydı da kişisel gelişim kitapları gibi ticari kaygılar taşımadığını düşünseydik. bu isme aldanıp aldım kitabı açıkçası.