bugün

aile tarafından eşcinsel sanılmak

ailenin, eşcinsel olmayan çocuklarını, spontane gelişmiş bir kaç olay neticesinde eşcinsel sanması durumudur. eğer eşcinsel ise çocuk zaten sanılmasının da bir zararı yoktur lakin eğer değil ise sorundur. şimdi anlatacaklarım eşcinsel olmayan benim, ailem tarafından bir dönem eşcinsel sanınmam ile alakalıdır.

şimdi işin temelinde biraz babamın hatası var tabii. babam ben küçükkenden şimdiki zamana kadar, benim yanımda hayatta küfür etmemiş, kadınlarla ilgili de kötü konuşmamıştır. yani öyle ki hatun kelimesini bile duymamışımdır babamdan. babamın arkadaş ortamlarına bulunduğumda da; babamın arkadaşlarından birisi velev ki küfür ede, babam hemen kızmıştır kendilerine. nasıl bir otoritesi varsa arkadaşları üzerinde, kızar babam arkadaşlarına zaman zaman. kızmak derken modern çağdaki kızma eylemleri gibi küstüm lan bi daha buluşmayalım pls şeklinde değil. adam gibi konuşun çocuk var tarzında emirvaki konuşmalara neden olan kızma eyleminden bahsediyorum.

ve dolayısıyla ben de böyle ailemin yanında gayet naif, küfür etmeyen bir adam oldum çıktım. tabii bu durum değil beni eşcinsel sanmalarına neden olan şimdi anlatacağım;

mevzu bahis olayın yaşanmasından 6 ay kadar evvel, arkadaşlarla halısahada futbol maçı yapmıştık ve en yakın arkadaşlarımdan birisi ayakkabılarını benim çantama koymuştu. duş aldıktan sonra bizim ev daha yakın olduğundan eşyaları bizim eve bırakıp, dışarıya çıkmıştık. ve arkadaşın ayakkabıları bizde kalmış olmuştu. 6 ay boyunca durdu öyle. annem ara ara hatırlatırdı sürekli, "evladım" derdi "mehmet'in ayakkabıları hala bizde, götür artık şunları", "aman anne" derdim "gelsin alsın bi ara". neyse yine bu olaydan 2-3 hafta kadar evvel; aynı arkadaşımla havuza gitmiştik, ben pantolonumu short mayonun üstüne giymiştim. pierre cardin'di mayo, pahalıydı, güvendim dedim bu çabuk kuruyor, su tutmuyor, bele bele teknolojisi var, esktra bi şey almadan gittim havuza öyle. sonra havuzdan çıktık ama kurumadı. ben hala güveniyorum gerçi kururdu ama biz acele ettik. neyse arkadaşın fazla çamaşırı vardı. onu aldım ben short mayoyu da onun çantasına koydum. sonra onda kalmış o.

ve olay günü, yine halı saha maçı var. halı sahaya yakın ev bizim ki olduğu için buluştuk bizim evde. bahçede oturuyoruz, köpekle falan oynuyoruz. annem geldi, seslendi arkadaşa;

- mehmet, evladım ayakkabıların 6 aydır bizde, gelip almıyorsun. al bari şimdi.

- sorun değil teyze ya efe'nin de shortu bizde kalmış.

!!!!!! mavi ekran !!!!!

kısa bir sessizlikten sonra annem bana manasız bir bakış attı ve içeri girdi. biz koptuk arkadaşla.

bu olaydan kısa bir süre sonra annemle babam tatile çıktılar ev boş. şimdi mantıken boş eve kız atılır. ama biz dertliyiz ya. yine aynı arkadaşı çağırdım, bizde kalacağız, rakı sofrası falan hazırladık. içtik falan neyse sızdık, sabah ayılmak niyetiyle ben duşa girdim. arkadaş da televizyon izliyor, o sırada annemler arıyor ev telefonundan. arkadaş seslendi "telefon çalıyor." "kim?" diye cevapladım, dedi ki; "annem cep." aç abi dedim, önemliyse söylesinler. açtı arkadaş işte, merhabalaşma merasimi falan. annemin sorusu geldi doğal olarak;

"efe nerede oğlum orada mı?"

arkadaş nasıl bi cevapladıysa;

"yok teyze, duşta şimdi akşam şey yaptık da"

annem de ha ha deyip kapamış telefonu sonra.

neyse genelde de şöyle bir durum var. ben tırnaklarımı kolay kolay kesmem. zaten kesemem de hep yamuk yumuk olur. ama ilginç bir şekilde gram torpülemeden düzeli uzayınca, çok uzayınca bildiğin kadın tırnağı gibi oluyor böyle parlatıcı sürülmüş, manikürü yapılmış gibi. babam sürekli uyarır kes oğlum falan diye. benim kesememe sebebim yok esasında. tamamen aklıma gelmediğinden. neyse annemle babam istişare yapmışlar. tüm bunları masaya yatırmışlar benim eşcinsel olduğuma karar vermişler.

bazı sorunlardan ötürü psikolog ve psikyatr'a giderim ben. gitmişler onlara anlatmışlar durumu ağzımı arasınlar diye. kız arkadaşlarımın olduğunu da bildiklerinden biseksuel olabileceğimi de söylemişler.

yalnız şimdi aklıma geldi; nasıl bi psikologsa direk söyledi bunu bana. annenle babam böyle böyle düşünüyorlar dedi. lan dedim sen bunu böyle soruyorsan onlar neden sormuyor bana. o an demedim lan diye. o an bu cümleyi de kurmadım ama şimdi kurdum bak. dedim yok öyle bir şey. yani olsa söylerim ama yok.

anlattım durumları, o gafil avlandığımız cümlelerin nereden geldiğini, tırnak meselelerini falan. neyse evdekilerin içi rahatladı.

hani eşcinsel olmak kötü bir şey mi değil mi bunun tartışması sabaha kadar yapılır hatta bi kaç sabaha kadar yapılır da; sülaledeki kendi neslimdeki tek erkek çocuk olmanın getirdiği ilginç bir önem de mevcut.

şimdi annemle galatasaray maçlarına gidiyorum, bol bol küfrediyorum, mutlu oluyor kadın.

koskoca profesörsün diyorum, yakışıyor mu? anneyim ben diyor. ben de ibneyim emua *
ps: olum bak aranızda eşcinsel varsa yazmaya kalkmasın harbiden değilim, ilgilenmiyorum. tamam murat boz yakışıklı çocuk, brad pitt de fena değil ama değilim eşcinsel. ibnelik muhabbeti yapmayın ağzınıza yüzünüze vurarım.