rs ne la

entry516 galeri
    428.
  1. (#6323982)milyonlarca insana hitaben söylemiş olduğu ahmak ithamını fazlasıyla aciz şahsiyetine iade ederim. ayıp be kardeşim, ayıbın daniskası... memleketin aydın, parlak çocukları siz misiniz yahu! yeter!

    -risale-i nur cahil kürt türkçesi ile yazılmamıştır, has be has osmanlı türkçesidir, hayatımda hiç bu kadar ahmakça bir ifade duymamıştım.

    -sabık beyanlarla ispatanmıştır ki, üstad hazretleri asla ve asla kürt milliyetçiliği yapmamıştır!(son olarak teke tek' de ilber ortaylı ısrarla ifade etti)

    -vefatı sonrasında yaşanan hadiseler hiç de bahsedildiği gibi mitleştirilmemiştir, son derece yüksek şecaat ve izanla kadere iman yaklaşımı ile karşılanmış ve sabredilmiştir. yüzbinlerce nur talebesi hiçbir taşkınlığa mahal bırakmamış, yaşananları adeta hiçbir şey olmamışcasına sessizce sabırla karşılamıştır. rahman' a kavuşan bir ruhun, libasından dahi rahatsız olan ve hatta korkan, aşşağılık zihniyeti, sükutla izlemişlerdir, havaya uçtu gibi gerzekçe yaklaşımları da kimseden işitmedim... bu sizin seküler algınızdan kaynaklanan fantazi olabilir!

    -radyo meselesini, müthiş bir heyecanla karşılar ve bunu hüve bahsinde son derece ilmi bir üslupla anlatır.

    -evet, resulullah' ın evlenme sünnetini zaruri bir ahvalle terk etmiştir; fakat sorarım, risale-i nur külliyatının neresinde, çocuk yapmayın yazıyor! bu nasıl bir ahmaklıktır ki olmayan bir ifadeden dahi ırkçılık gibi islamla bağdaşmayan zehirli fikriyatları bir alime yaftalayabiliyorsunuz!

    yazık, ayıp, terbiyesizliktir bu! eserlerini, yaşam şeklini, davasını beğenmeyebilirsin! ardından giden on milyonlara ahmak demek senin acziyetin, garabetin, terbiyesizliğindir!edeb ya hu birazcık, ucundan da mı nasiplenmedin!

    senin gibi düşünmeyen ırkçı, senin gibi düşünmeyen kürtçü, senin gibi düşünmeyen ahmak, örümcek kafalı...(giri' deki ifadeleri)

    kendisine zindanlarda eziyet eden gardiyanlara, hapishane müdürlerine, savcılara dahi çocukları hürmetine dua eden, başkasının günahına ağlayan adamın ardından yaptıklarınızı görse size de dua ederdi eminim! eminim bizim gibi aciz kelamlarla kendisini savunmaya kalkanlarada hiddetlenirdi!

    sözü asrın mücedditine bırakalım;
    --spoiler--
    risale-i nur’u anlamıyorlar. yahut anlamak istemiyorlar. beni, skolastik bataklığı içinde saplanmış bir medrese hocası zannediyorlar. ben, bütün müspet ilimlerle, asr-ı hazır fen ve felsefesiyle meşgul oldum. bu hususta en derin meseleleri hallettim. hattâ bu hususta da bazı eserler telif eyledim. fakat ben öyle mantık oyunları bilmiyorum. felsefe düzenbazlıklarına da kulak vermem. ben, cemiyetin iç hayatını, mânevî varlığını, vicdan ve imanını terennüm ediyorum. yalnız kur’ân’ın tesis ettiği tevhid ve iman esası üzerinde işliyorum ki, islâm cemiyetinin ana direği budur. bu sarsıldığı gün, cemiyet yoktur.”

    “bana, ‘sen şuna buna niçin sataştın?’ diyorlar. farkında değilim. karşımda müthiş bir yangın var. alevleri göklere yükseliyor. içinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. o yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? o müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? dar düşünceler, dar görüşler!

    beni, nefsini kurtarmayı düşünen kendini düşünen bir adam mı zannediyorlar? ben, cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de. seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. bütün ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında, yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. divan-ı harplerde bir câni gibi muamele gördüm; bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım. memleket zindanlarında aylarca ihtilâttan (görüşme, konuşma) men edildim. defalarca zehirlendim. türlü türlü hakaretlere mâruz kaldım. zaman oldu ki, hayattan bin defa ziyade ölümü tercih ettim. eğer dinim intihardan beni men etmeseydi, belki bugün said topraklar altında çürümüş gitmişti.”

    “işte benim bütün hayatım böyle zahmet ve meşakkatle, felâket ve musibetle geçti. cemiyetin imanı, saadet ve selâmeti yolunda nefsimi de dünyamı da feda ettim. helâl olsun. onlara beddua bile etmiyorum. çünkü, bu sayede risale-i nur, hiç olmazsa birkaç yüz bin, yahut birkaç milyon kişinin imanını kurtarmaya vesile oldu. ölmekle yalnız kendimi kurtaracaktım; fakat hayatta kalıp da zahmet ve meşakkatlere tahammül ile bu kadar imanın kurtulmasına hizmet ettim. allah’ a bin kere hamdolsun.” “sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. gözümde ne cennet sevdası var, ne cehennem korkusu. cemiyetin, yirmi beş milyon türk cemiyetinin imanı namına bir said değil, bin said feda olsun. kur’ ân-ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa, cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. milletimizin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.” (tarihçe-i hayat, s. 57
    --spoiler--
    1 ...