--spoiler--
Savcı, doktor ve kolluk güçleri, can güvenlikleri olmadığı gerekçesiyle olay yerine uğramıyorlar.
Hukuk devletimiz, köy imamını gönderip elindeki kamerayla olay yerini çekmesini sağlıyor.
Ceylan'ının parçalarını eteklerine toplayan anası, karakola gidiyor. Karakol nizamiyesinde şıpınişi bir otopsi yapılıyor.
Olay yerini incelemeye Cumhuriyet Savcısı ancak üç gün sonra teşrif ediyor.
Ceylan, bu dağlarda avlanmış. Ama gezmesin de ne yapsın, koyunları otlatmak gerek.
Bize ondan kalan vesikalık bir fotografı.
Orada yaşayanların çoğu hayatlarında bir kez dururlar kameranın karşısında. Onların evlerinde yoksul bir nikâh fotoğrafı, belki bir de askerlik fotoğrafı dışında sabitlenmiş bir suret yoktur. Bir de devlete bakarken; kafa kâğıdına vesikalık.
Ceylan, kameraya nasıl bakacağını bilememiş. Belli, fotografı çeken, gözlerini aç, demiş ona.
Evet, Ceylan da, "Bir teneffüs daha yaşasaydı tabiattan derse kalkacak, devlet dersinde öldürülmüş" çocuklardan biri. Uğur Kaymaz gibi. Bir karışını vermem deyip ölüme adanmış topraklarda mayınlarla patlayan çobancıklar gibi. Taş attılar diye üzerlerine kurşun sıkılan, ölümleri sıkanın yanına kâr kalan çocuklar gibi.
--spoiler--
--spoiler--
Oraların, Kürt ellerinin kavruk, mutsuz bütün çocukları gibi.
Hayatları gözümüzde beş para etmeyen küçük ölü çocuklar.
Bu memleketin vatandaşları. Siyasileri. Gazetecileri. Hukuk insanları.
Ceylan'ın ölümü karşısında işte anlı şanlı ordumuz sessiz sedasız kırıtıyor yine.
Araştırmışlar da havan atılmadığını saptamışlar. Pekiyi ne? Ceylan'ın o topraklarda yaşıyor olması, o dağlarda geziyor olması ölümü için yeterli bir gerekçe, öyle değil mi?
Hesap vermenize hiç gerek yok elbet. Kendi hukukunuz, kendi savcılarınız nasılsa göğüslerini siper edip koruyorlar dokunulmazlığınızı. Seferberlik halidir, bir hatadır olmuş, öyle değil mi? Hatta bu konuyu deşmek, Ceylan'ın ölümü üstüne suskunluğa gömülmeyi reddetmek de, Allah bilir, vatan hainliğidir.
Askeri bir karakoldan atılan, henüz bilmediğimiz bir silahla katledilmiş olduğu ortada olan Ceylan'ın ölümünü de örtbas edivereceğinize inancınız tam, değil mi?
--spoiler--
yıldırım türker yazmış küçük ceylanlar'ın yaşadıklarını...