la boheme

entry33 galeri video1
    5.
  1. yirmi yasin altindakilerin bilemeyecegi
    zamanlardan soz ediyorum size.
    o vakitler montmartre; leylaklarini,
    pencerelerimizin altina kadar asardi.
    bize yuva olan fakirhanemiz
    bes para etmese de
    tanistigimiz yerdi orasi.
    ben acliktan bagiriyor,
    sen ciplak poz veriyordun.

    bohem, bohem
    mutluyuz demekti

    bohem, bohem
    ancak iki gunde bir yemekti.

    komsu kafelerde,
    sohreti bekleyen birkac kisiydik
    kazinan bir mide ve sefaletimize ragmen
    inancimizi yitirmiyorduk.

    ve bazi bistrolarda
    sicak yemek karsiliginda
    bir tuval aliyor,
    sobanin etrafinda toplanip
    dizeler dokturuyorduk.

    bohem, bohem.
    guzelsin demekti
    bohem bohem.
    deha hepimizdeydi.

    cok zaman sovalemin onunde
    bir gogus cizgisinin
    bir kalca kivriminin
    desenlerini duzelterek
    beyaz geceler gecirirdim.
    ancak sabah olunca,
    birer kafe-krem alip otururduk:
    tukenmis ama hosnut,
    birbirimizi sevmeli,
    yasami sevmeliydik:
    bohem, bohem
    yas yirmi demekti
    bohem bohem
    hepimiz havasina girmistik o zamanin.

    gunlerden bir gun tesadufen;
    eski adresime yolum dustu.
    gencligimi gormus duvarlari, yollari
    hicbirini cikaramadim.

    bir merdivenin ustunden,
    artik eser kalmamis atelyeyi aradim.
    yeni dekoruyla uzgun gibi geldi montmartre
    ve leylaklar olmus.

    bohem, bohem
    genctik, cilgindik.
    bohem, bohem
    hicbir sey ifade etmiyor artik.
    8 ...