bugün

fatih altaylı

serdar turgut un köşesinde 2 ağustos tarihli yazısında ayar verdiği borazancıdır .bakınız:
Zaman zaman çatışsak da kendisiyle polemiklere girmekten zevk duyduğum Fatih Altaylı, bugünlerde profesyonel yaşamında değişimler yaşıyor. Daha önce benzer süreçten geçmiş bir insan olarak bugünleri en az zararla atlatması için Fatih'e bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.

1- Sevgili Fatih, bir daha sakın ha photo-shop'ta muameleden geçirilmiş fotoğrafının gazetede yayınlanmasına izin verme. Ben gazetede senin fotoğrafının bulunduğu sayfayı gördüğümde, 'Bu da ne böyle acaba, kasedi piyasaya yeni çıkmış olan bir türkücüyü mü destekliyorlar gazetede' diye düşündüm. Fatih, o fotoğraf tüyü yeni bitmiş bir türkücüye benzemenin dışında sana biraz da nasıl desem ki bilemiyorum biraz hafif, gay bir hava da vermiş. Bilmiyorum eğer yeni imajının böyle olmasını istemiyorsan, karizmayı da çizdirmeye gerek yok, sen gel güzel görünme çabandan vazgeç, photo-shop'ta ne yapılırsa yapılsın ne sen ne de ben fazla güzel gözükemeyiz, neysek oyuz. O kadar işte değil mi? Bizim güzelleşebilmemizin tek yolu, ağır bir estetik ameliyattan geçer. Bunu da bil ve kabul et.

2- Fatihciğim bugünlerde çok konuşulacaksın transferin nedeniyle, sakın ha bu sürecin kendini önemli hissettirmesine izin verme. Zaten doğal olarak megalomansın daha fazlasını olma, sonra iyice tahammül edilmez olursun, ben bilirim bu tür günlerde herkes seni konuşur, aldığın paradan, oturduğun eve kadar dedikodunu yaparlar, bunlar geçicidir. Şimdi sana düşen mütevazı olmaktır. Biliyorum senin bunu yapman neredeyse imkansız, ama istersen sana bir psikolog ve meditasyon uzmanı tavsiye edebilirim. Sakinleşmende yarar var.

3- Canım kardeşim, sen ve benim gibi insanlar çalışabildiğimiz sürece varız, yazamadığımız anda biteriz. O nedenle sakın ha kendini çalıştığın kurumdan daha yükseklerde görme. Bir de eskiden çalıştığın kuruma sakın ha tek laf etme. Şimdi biliyorum ki ileride bugünlerde yaşanan gelişmelerin olacağını görebilseydin SABAH gazetesi hakkındaki o ağır lafları katiyen etmezdin. Sen ve ben heyecanlarımızla yazan insanlarız, ama artık başkaları hakkında laf ederken iki kez daha düşünmemizin vakti geldi geçiyor bile. Örneğin ben baktırdım da sen bir zamanlar 'Karamehmet borcunu öderse ben de Taksim Meydanı'na çıkar ve anırırım demişsin'. Peki ne olacak şimdi; ne gerek vardı kendini böyle zor durumlara düşürmene sevgili kardeşim, gayet tabii ki zamanı gelince ben de seni sözünü tutmaya davet edeceğim kuşkusuz. Böyle gereksiz şeylere ne gerek var, değil mi aslanım.

4- Bir daha yazında 'geçer akçe 'maganda olmak', ister tribünde ister başka yerde' diye yazma köşende. Herkes kendin hakkında açıklamada bulunuyormuşsun sanır, dalga geçer seninle, boşu boşuna kendi başına iş almaya gerek yok.

Tavsiyelerim şimdilik bu kadar. Aslında hükümetle ilişkilerin konusunda bazı şeyler de söyleyebilirdim ancak o konuda laf dinleme eşiğini çoktan aşıp kendini kaybetmiş gibisin ne yazık ki. Şimdi ben üşenmesem, talimat versem ve senin iktidara gelmeden önce AKP ve Erdoğan hakkında yazdıklarını bir çıkarttırsam, bir de onlar iktidar olduktan sonra yazdıklarını; yaptıklarını bir hatırlatsam, vallahi billahi rezil olursun rezil. Ama şimdilik bunu yaptırmayacağım çünkü zaten zor durumdasın. Benim zor durumdaki insana yüklenmek gibi bir tavrım olamaz.