alev alatlı

entry155 galeri video1
    42.
  1. trt 2'de denk geldim kendisine. bir tekerlemeyi tekerliyordu. kendine müslümanlıktan kendine aykırılığa aynı yol üzerinden sadece boyut değiştirmek suretiyle evrilişini izlemek üzre ekranın başında pür dikkat kesildim. alev alatlı vatan gazetesi'nin verdiği yoruma göre "kürtlere salvo"luyordu. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=613909

    "ben bir kürt aydını olsam" deyiverdi o kendince pek meşhur yazısını anlatırken. özetle bir kürt aydını olsa ne yapacağını söylüyordu; "kendi tarihimi kıyasıya sorgular eleştirirdim" diyordu ve ekliyordu "bütün acımasızlığına rağmen"

    öncelikle türkiye'de yaşayan ve belli bir zümrenin "aydın" vurgusuyla yazılarını okuduğu, söyleşilerini takip ettiği bir insandır alev alatlı. kendini bir "türk aydını" ilan etmişliği var mıdır bilmem ama "bir kürt aydını olsam" derken kürt aydınların yapmadığı şeyler olduğunu vurgulayan alev alatlı kendi tarihini/tarihimizi kıyasıya eleştirmiş olmalı ki gönül rahatlığıyla kallavi sözleri yuvarlayıp yuvarlayıp yuvalıyordu. oysa bugün resmi ideoloji ve onu yaratan resmi tarih algısının su götürmez temsilcilerindendir ancak kürt aydını olsa, yolu belli. yine bir şekilde resmi ideolojinin efsane üretme mekanizmasına en azından kürt tarihinin karşı efsaneler yaratılma sürecinin elzem bilgi sermayedarı olurdu. çünkü kürt aydınların kendi tarihlerini bütün acımasızlıklarına rağmen sorgulaması gerekliliğinden dem vuran alev alatlı arkasından kürtler ve ermeniler arasındaki ilişkiyi de resmi tarihin kalıplarının etrafına duvarlar çekip korumak suretine bürünerek anlatıyordu. öyle ya alev alatlı'ya göre "kürtler ermenileri katletmiş" ve fakat güya ingilizler bu mevzuyu türklere yıkmıştı. ilginç bir tespit ve bir resmi ideolog için gayet zihniyetini faş eden bir söylem velakin bu tarih anlayışını içselleştirmiş dimağlar için eşi bulunmaz bir tespit. bu alev alatlıyı onların gözünde gerçek bir "aydın" yapıyor haliyle. keza aynı programda alatlı salvosunu leyla zana ve eşi mehdi zana'nın barışa hizmet etmediklerini de ekliyordu. kendisine bu noktada hak vermekle beraber ekleyecek bir dolu laf var vefakat leyla zana ve eşinin söylemleri bahis konumuz değil, zaten o söylemleri hep kıyasıya eleştiren ve netice itibariyle düşmanlığı közleyen söylemler olarak görmüşlüğüm de vardır. burada mevzu alev alatlı'nın kürtler ve türklerin barışması gerekliliğini kabullenişini bu tümce üzerinden okumak elbette. ama alatlı devam ettikçe aslında bu okumanın hayli erken bir okuma olduğunu anlıyorduk. çünkü alev alatlı'ya göre kürtlerin bir edebi eseri yoktu. çünkü alev alatlı yaptığımız okumayı bunun üzerinden bir dili bile olmayan güya ulus özetli tespitleriyle tersine tutturuyordu. bu özetle zaten barış kavramından bahsettiği iki ulustan mensup olmadığını yok eylemekte. böylece alev alatlı etnosantrik pragmatizm ile cumhuriyet modernleşmesini süsleyip önümüze servis etmekteydi.

    sözün özü alev alatlı bu ülkenin resmi ideolojiyi yüceltmek misyonunu sürdüren en mühim aydınlarındandır. kendisini kutlarım. bu arada kendisine hatırlatma gereği duyduğum bir şey var;

    alev hanım, dubai towers ile ilgili söylemleriniz sırasında istanbul metropoliten planlama eski başkanı hüseyin kaptan'ın rol alması gerektiğini ve dubai towers yapmak yerine gerekli sermayeyi bu planlama bürosuna akıtarak daha faideli işler yapılacağını filan söylemişsiniz. velakin bilmezsiniz, istanbul metropolitan planlama büyükşehir belediyesinin söylemleri doğrultusunda hareket eden bir kurumdur ve dolayısıyla hüseyin kaptan'ın sorumlu olduğu amiri kadir topbaş'dır. netice itibariyle o kuleler önerinizin uygulanması dahilinde bile yapılırdı. bilginiz olsun, sevda tepesi'ni bile imara açtık el ele, sermayenin kayacağı yer kalmadı artık.
    0 ...