ısrarla kendilerinin hak mezheb olduklarına dair iddiaları olan kimselerdir.
sürekli ilk cümlelerde tanım yapmaktan bıksam da buna devam edeceğim zira dikkati başka türlü çekemiyoruz. moderasyon ekibi de hakaret zannedip silip geçiyor zannedersem. içeriğe bakılırsa görülecektir ki bu iş ilimden ibarettir. bahislerle, isbatlarla...
buyrun;
kimseler alınmasın, sıkılmasın ama ben üzerime düşen bilgiyi doğru dürüst bir şekilde vermekten geri kalmayacağım. yok efendim hakaretmiş yok saldırıymış yok yalanmış, dolanmış... bizde olmayan şeyleri yalnızca bazı şeyler açık edilmesin diye saptırarak faq ile koruyan kimseler var. aleviliğin yanlışları, ayıpları, hatalı noktaları varsa ki var, ben bunu söylerim, isteyen inanır isteyen inanmaz, reddeder. bu kadar basittir. bunda gücenecek darılacak bir mevzu bulunmamaktadır.
öncelikle söyleyeceğim, ehl i sünnet taifesinin hz ali 'yi bu alevi denilen topluluktan daha çok sevdiğidir. alev ise sevenine kalsın derim.
bir taifedir ki içlerinde bulunan bazıları camiye gitmemektedirler. kulunun başına getirilenden ötürü rabbinin emrettiğini yok saymaktadırlar. insan sevgisinden ötürü allah azze ve celle 'nin huşu saçtığı camilere gitmekten imtina ederler. kimi seviyorsun? yoksa bu safsatalar cebrail 'in şaşırıp hz ali 'yi teğet geçmesi küfründen çıkmasın. yatkınlık iman zaafından olmasın sakın?
oruç misallerinde de bu vardır. haram günde oruç tutulur. allah u teala 'nın haram günlerinde onun dediğinin tersini yapmak din üzre midir yoksa küfür üzere midir? bir de oruç günlerinin parçalanması ve bir aylık hesabından saptırılması durumu vardır. kime, neye istinaden? sürekli bozukluğundan yakınılan ravileri açık ve seçik hadisleri dahi dayanak tutmayanların bu husustaki mesnedi nedir?
bunlar sadece bir iki örnek değildir. buyrun cem evi hadisesi. kabullenilebilir gibi değil. örfleri ile kendilerine yeni bir din oluşturmuşlardır. zamanında hurufiliğin etkisinde kalan bektaşiliğin, hurufiliğin etkilediğ garibim anadolu insanları. sünnet münnet hak getire. sakal bıyık yasak edildiği gibi o biçim, gusl yok, yaratıcı inancı taa 500 yıl öncesinin hindistan 'ından yayılan sapkınlık ile yoğrulan bir vahdet i vücud inancı, allah ve isimleri yerine tanrı tercihi vardır, bağlama ile halk ozanlığı ile ilimi yarıştırıp ozanlığı alimlikten üstün tutan, felsefenin fitneleri altında ezilip kalan bir taife ile karşı karşıyayız. sanki ısrarla her şey tersine yönelmiş vaziyette.
kısacası kulplar bir bir bozulmaktadır.
vahdetçiler, diyalogçular sağolsun! hüseyin üzmez zamanında sizin cemaatlerinizi tercih etti. bilginize...