bugün

lolita

fevkalade bir girizgahı olan harika kitap.. oyle bir gaz verir ki o 3-5 cumle; harflerden olusmus her seyden tiksinmeye basladıgın bır donemde tum kıtabı okuma cesaretini kendınde bulursun. (burda da babalar gibi bir romanda giris bolumunun yerini ve onemını ogrendık arkadaslar, eveeeet. roman yazacaksanız buna dikkat edin sibuple)

vladımır nabokov, humbert'i oyle sunar kı bızlere, onun adı bır subyancı oldugunu aklımıza getıremeyız.. gundelık yasamda karsımıza cıkacak olsa buyuk bır ıgrenme duygusuyla bakacagımız (hatta levyeyle dalacagımız) sapkın adamı buyuk sevecenlikle olmasa da en azından sempatiyle ya hic olmadı empatiyle karsılamaya baslarız.. kendını hikayenın buyusune kaptırıp resmen humbert'ı sevecenlıkle karsılayanlarımızda kimi zaman
"ben de mi sapkınım lağhn ?" paranoyaları gorulur..(burada da edebıyatın gucu devreye gırıyor sevgılı dostlarım. roman yazacaksanız buna da dikkat edin. adam gibi yazın. oyle yazın kı okurunuz lanet olası bır subyancıya bıle hak verebılsın..)

sorun "oha kitap süper filmler nassı acebağ?" sorusunu kendımıze sordugumuzda baslar. büyük heyecanla ayaklarınız kıcınıza vura vura filmi kiralamaya gidersiniz. "donnie darko yok barcelona barcelona veriyim?" mottosunu benimsemis adam kendınden hıc beklenmeyecek bır manevrayla "lolita mı ? haaa dur bakıym.. aha varmıs" diyerekten elinize 97 versiyonunu tutusturur. (97 miydi ?) siz "ille de kubrick" olsun diye tutturursunuz fekat 1980'den itibaren olan filmler halihazırda dukkanda bulunmadıgı ıcın makus talıhınıze kufrederek elınızde adrian lyne versiyonuyla cıkarsınız.. hıc yoktan ıyıdır.

fılmdekı humbert kafanızdaki humbert'ı resmen sker atar, "bu ne lan" cemkirisleriyle bu kez kubrick versiyonunu bulmaya gidersiniz.. o kubricktir, hatta stanley kubricktir ve tek problemi arkasındakı o kocaman kıcı olan adrian'dan daha iyi is cıkaracagı asikardır. fekat bu kez de filmdeki lolita kafanızdaki lolita'yı sker atar.. "bu ne lan" demeye cekinerek, "neyse olm en azından quilty superdi.. ehe.. kem küm.." serzenisleriyle filmi kapatıp uyumaya gidersiniz. bundan sonra yanında vladimir nabokov ismi gecmeyen (gerci filmlerin kabında "nabokov'un eserinden uyarlandı" temalı yazılar vardı ama neysseah..) hicbir lolita'yla iliski kurmayacagınıza dair yemin edersiniz.. haha şaka lan aklıma bile gelmedi direkt uyudum.

kısaca kitabı cok cok cok acayip begendıysenız fılmlerı ızlemeyın. kıtabı okumadıysanız fılmlere tapabilirsiniz. ozellıkle de kubrick'in quilty'sine..

son olarak da sunları yazalım da bıtsın elım agrıdı abicim.

"lolita, hayatımın ısıgı, kasıklarımın atesi. gunahım, ruhum, lo-li-ta; dilin ucu damaktan dislere dogru uc basamaklık bır yol alır, ucuncusunde gelir dislere dayanır. lo-li-ta.

sabahları ayagında corabının teki, bir elli boyu ile lo idi, sadece lo. ayagında bol gundelık pantolonu ile lola. okulda dolly. kayıtlardaki noktalı cızgılerde dolores. ama benim kollarımda hep lolita idi."

inaf.