bugün

beyaz atlı prens hayali kuran ev kızı

depresyon efendisi olmaya çalışan bir sürü çirkin kız var. proust tasvirleri, virginia woolf hayranlığı ile bezenmiş inanılması güç eserler veriyorlar. kendilerini tutunamayan yapıp , postmodern şiirleri ile kitap fuarlarında intihara meyilli okurlarına imza dağıtıyorlar...şirketinde üst kademelere yükselmeye çalışan bir sürü işkolik çirkin kız var. fizibilite raporlarının üzerinde uyuyor , her gün daha kalın çerçeveli gözlük ve daha iyi ütülenmiş bir gömlek ile işe geliyorlar. çoğunun gazetesi eve geliyor, kahve içip gençliğin boka battığından bahsedip duruyorlar...

bir de ev kızları var; o tüm lineer kurgulu, skimsonik nostaljik aile romanlarındaki gibi tasvir edebileceğimiz kızlar. bu masum kızlar varoluşsal kaygılar sonucunda başka başka uğraşlara sürüklenmiyor, sevgisizlikten kendilerini başka bir şeye adamıyorlar yukarda bahsi geçen tipler gibi. bunlar ,fakir ama gururlu kızlar, başka işlerle uğraşmıyor ve kendilerini kurtaracak o masal kahramanının yolunu gözlüyorlar. tamamen erkeğe biat, tamamen kendini aciz görme, tamamen fukara psikolojisi. diğerlerinin yaptığı da büyük zayıflık ama en azından bunlarınki kadar sonuçsuz çırpınışlar değilller.