bugün

üçüncü selim

Selim-i Salis... Osmanlı Devleti'inde gerçek anlamda ilk köklü reformları yapma girişiminde bulunup, bunların bedelini canıyla ödeyen padişah. imparatorluktaki kötü gidişi sezip, bir dizi ıslahat programını hayata geçirmek için düğmeye basmıştı: ilk olarak, Nizam-ı Cedid adında bir ordu oluşturmuş ve irad-ı Cedid adında, ordunun giderlerinin tahsis edilmesi için bir hazine oluşturmuştu. Batı'nın nasıl olup da öne geçtiğini daha iyi kavrayabilmek için yurtdışında ilk defa elçilikler açtıran padişah olmuştu. Amacı, buradan elde edilecek bilgilerle Batılı anlamda kurumların oluşmasını sağlayabilmekti. Lâkin padişah, bu düşüncelerini çevresindeki herkese anlatınca, bu gafletinin bedelini canıyla ödemek durumunda kaldı. Öldürülüşü ise, eski Türk töresine aykırı olarak, kanı akıtılarak gerçekleştirildi. Bilindiği gibi, töre gereği hanedan soyunun kanı kutsal olduğu için, öldürülecek kişinin kanı dökülmez ve yay kirişi ile öldürülme işlemi gerçekleştirilirdi. Fakat Selim, hançerlenerek öldürülmüştür.

Selim, devlet adamlığının yanında iyi bir müzisyendi. Klasik Türk müziğinin en büyük isimleri arasında yer alan sultanın, kendisinin oluşturduğu bir makam dahi vardır.

Şimdi dahi kullanılan Selimiye Kışlasını yaptırmıştır.

Yükselen Batı sanayisi karşısında yerli malların tüketimini teşvik etmeye çalışmıştır. Bu amaçla, atölyeler kurdurup çeşitli dallarda mallar üretilmiştir. Bunlardan en bilineni, Selimiye adı verilen kumaşlardır.

Ölümünün 200. yılında, Topkapı Sarayı'nda kendisi adına açılan bölümde, kullandığı eşyalar ve kendi el yazısıyla gönderdiği mektuplar gibi daha birçok farklı eşya sergilenmiştir.