yasal olarak diyanet kontrolünde verilen kurslar olması gerekirken kaçakları da mevcuttur. şimdi yök, biz bu kaçakları legalleştirelim, zaten devlet elinden verilen din dersi ne pedagojik ne de sosyal açıdan kabul edilebilir, diye düşünmeye başladı ya da düşünme çabası gösteriyor.
mynet'ten eklediğim haber aşağıdaki şekilde;
YÖK Başkanvekili: Kuran kurslarını tarikatlar verebilir
Prof. Özgenç, Diyanet'in verdiği Kuran kurslarını pedagojik ve sosyolojik bakımdan onaylamadığını söyledi.
YÖK Başkanvekili Prof. Dr. izzet Özgenç, Diyanet işleri Başkanlığı'nca düzenlenen yaz Kuran kurslarını pedagojik ve sosyolojik bakımdan onaylamadığını söyledi. Özgenç, tarikat ve cemaatlerin dernekleşerek özel hukuk kişileri olması halinde özel öğretim kurumu açarak din eğitimi verebileceği yorumunu yaptı.
YÖK'te basını bilgilendirme toplantısı düzenleyen Özgenç, Diyanet işleri Başkanlığı'nın yaz kursları için, "Bu kötü bir öğretim uygulamasıdır. Devletin denetimi ve gözetimi altında yapılması lazım ama devlet eliyle yapılmaması lazım.
Din öğretimi verilirken Milli Eğitim Temel Kanunu'ndaki amaçların dışına çıkılmaması lazım. Devlet dışında özel hukuk kişileri eliyle din öğretiminin verilmesinin yolunun açılması lazım. Bu çözülmediği için Ruhban Okulu sorun olarak ortaya çıkıyor, diye konuştu.
Sonra yumuşattı
Bir gazetecinin, Tarikatlar mı, cemaatler mi verecek eğitimi sorusu üzerine Özgenç, Tarikatlar ve cemaatler özel hukuk kişileri değil, yanıtını verdi. Gazetecinin,Dernek kurarlarsa olur, sözlerinin ardından Özgenç, şunları söyledi:
Olabilir. Özel hukuk kişileri eliyle özel öğretim kurumları açılıyor. Devletin gözetimi ve denetimi altında eğitim veriliyor. Kişi lise öğrenimine devam ederken kursa gidiyor. Buna benzer eğitim öğretim modelinin, din eğitimi bakımından yapılması anayasanın 24. maddesinin emri. Orada din eğitiminin, ancak kanuni temsilcilerinin istekleri doğrultusunda verileceği belirtiliyor ama ne surette verileceği yönünde kanuni düzenleme eksiği bulunuyor. islam dinini benimsemiş vatandaşlar bakımından, yaz kursu uygulaması ne pedagojik ne de sosyolojik bakımdan tasvip edilebilir yöntem.(!) *
Özgenç, daha sonra yaptığı yazılı açıklamayla Din eğitimi, zorunlu ders olarak okutulan din kültürü ve ahlak öğretimi ile karşılanmamaktadır. Ders, belli bir dine ilişkin eğitim amacını taşımamaktadır. Devletin laiklik niteliği karşısında, bu eğitimin doğrudan devlet eliyle değil, devletin gözetim ve denetimi altında özel hukuk kişileri eliyle verilmesi doğru olacaktır, diye sözlerini yumuşattı. * http://haber.mynet.com/de...Temmuz2009/X1247295090109
inanılmaz.
devletin pedagoji bilimine ne kadar saygılı olduğu tartışılır fakat tarikatler, cemaatler ?!
diyanet'in karşısına tarikatleri ve cemaatleri koymak?!
belli bir dine ilişkin eğitimi diyanet'in yetişmiş adamlarıyla da veremez misin, bu adamlar bunun lisansını, yüksek lisansını okumuyor mu, neden olaya tarihi ve bilimsel açıdan yaklaşabilen yetişmiş elemanlar varken ne idüğü belirsiz, yobaz tarikatler?!
o değil de son derece dinsiz biri olarak diyanet fanı olmak üzereyim, vay a.q.