bugün
- dokunmaya kıyamadan sevmek21
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz22
- bik bikinize ne dikersiniz13
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı110
- mühendis erkeklerin genel özellikleri17
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası34
- anın görüntüsü21
- bik bik'in cinsiyeti16
- icardi190519
- fenerbahçe taraftarı25
- ruh varsa neden görünmüyor13
- aşık olmadan sevişmek17
- en çok yaşamak istenilen şehir14
- ibrahim reisi13
- bik bik için diktiğim keten pantolon10
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur13
- erkolar kapatılsın15
- galatasaray'ın yaşaması muhtemel facia15
- fred'in gs orta sahasını kucağa alması14
- fenerbahçe13
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz14
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur12
- mauro icardi11
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi15
- manitayla yapılacaklar16
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması12
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur15
- alex de souza13
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor14
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi18
- travestilerin genelde kürt olması16
- karıya kıza doymuş erkek26
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz13
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek20
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi15
- risale i nur11
- taktik verin16
- icardi1905 adamdır12
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz18
- mert hakan yandaş30
- 21 maçtır yenilmeyen takımı becermek12
tıbbi atık
Kürtaj sonrasında ortaya çıkan o 'insan' parçalarına ne olur sizce? Bu soru benim aklıma olamayan(oldurulmayan) bir kardeşimden haberdar olduğumda takıldı. ilk başta, sonrasında olduğu gibi sizi sarsmayan bir haber bu. Ya da en azından ben de böyle vuku buldu.
Günler geçince aradan ve yalnızlık tekrar bulduğunda sizi - aslında hiç ayrılmamış olduğunu bilirsiniz - sormaya başlarsınız neden diye. ilk başta keşkeler hücum ederken zihninize, sonrasında 'niye' lere yerini bırakırlar. Onunla hayallerinizde yaşar, sırlarınızı paylaşır, dertlerine çare olursunuz. Az çok size benzeyeceği için kendi çocukluk haliniz olarak canlanır hayallerinizde. Ve öyle bir an gelir ki isim bile düşünürsünüz ona. Hayallerde de olsa bir ismi hak ettiğini düşünmeden edemezsiniz çünkü 'o' diye hitap etmek bile yaralar sizi. Artık sizinle yaşıyordur ve aileden biri ile hangi sıklıkla görüşüyorsanız bundan daha sık buluşursunuz hayallerinizde. Sonuçta sadece sizinle yaşadığını düşünürsünüz. Ve bu hayaller devam ederken aklınıza o soru takılır; bir çöp gibi tıbbi atık poşetinde mi götürdüler onun kolu, bacağı olacak parçaları, yoksa son anında da olsa bir saygı gördümü O'na yaşamayı çok görenlerden? Bir mezar düşünüldümü onun için? Bunu bile kimsenin karşısına çıkıp soramazsınız alacağınız cevaptan korkarak.
Öfke ve hüzün birleşip te nereye ineceğini bilmeyen bir yumruğa dönüşmüştür artık. Nereye indirmeli bu yumruğu? Cehalete mi yoksa onun ayrılmaz dostu yoksulluğa mı?
Her yalnızlığınızda onun bu derde deva olacağını, tüm yalnızlığınızı sona erdireceğini sanıp daha fazla yorarsınız gözyaşı bezlerinizi. Ve bir an aklınıza yeni bir şey takılmıştır; O'nun bu halinizi görme ihtimali. Bir şekilde durumunuzu görüp, hatırlanıldığı için size minnet duyduğunu düşünürsünüz.
Ve annenizin sesi ile irkilirsiniz;
-oğlum ne düşünüyorsun yine dertli dertli?
-Bu okul ne zaman bitecek be anne...
Kürtaj sonrasında ortaya çıkan o 'insan' parçalarına ne olur sizce? Bu soru benim aklıma olamayan(oldurulmayan) bir kardeşimden haberdar olduğumda takıldı. ilk başta, sonrasında olduğu gibi sizi sarsmayan bir haber bu. Ya da en azından ben de böyle vuku buldu.
Günler geçince aradan ve yalnızlık tekrar bulduğunda sizi - aslında hiç ayrılmamış olduğunu bilirsiniz - sormaya başlarsınız neden diye. ilk başta keşkeler hücum ederken zihninize, sonrasında 'niye' lere yerini bırakırlar. Onunla hayallerinizde yaşar, sırlarınızı paylaşır, dertlerine çare olursunuz. Az çok size benzeyeceği için kendi çocukluk haliniz olarak canlanır hayallerinizde. Ve öyle bir an gelir ki isim bile düşünürsünüz ona. Hayallerde de olsa bir ismi hak ettiğini düşünmeden edemezsiniz çünkü 'o' diye hitap etmek bile yaralar sizi. Artık sizinle yaşıyordur ve aileden biri ile hangi sıklıkla görüşüyorsanız bundan daha sık buluşursunuz hayallerinizde. Sonuçta sadece sizinle yaşadığını düşünürsünüz. Ve bu hayaller devam ederken aklınıza o soru takılır; bir çöp gibi tıbbi atık poşetinde mi götürdüler onun kolu, bacağı olacak parçaları, yoksa son anında da olsa bir saygı gördümü O'na yaşamayı çok görenlerden? Bir mezar düşünüldümü onun için? Bunu bile kimsenin karşısına çıkıp soramazsınız alacağınız cevaptan korkarak.
Öfke ve hüzün birleşip te nereye ineceğini bilmeyen bir yumruğa dönüşmüştür artık. Nereye indirmeli bu yumruğu? Cehalete mi yoksa onun ayrılmaz dostu yoksulluğa mı?
Her yalnızlığınızda onun bu derde deva olacağını, tüm yalnızlığınızı sona erdireceğini sanıp daha fazla yorarsınız gözyaşı bezlerinizi. Ve bir an aklınıza yeni bir şey takılmıştır; O'nun bu halinizi görme ihtimali. Bir şekilde durumunuzu görüp, hatırlanıldığı için size minnet duyduğunu düşünürsünüz.
Ve annenizin sesi ile irkilirsiniz;
-oğlum ne düşünüyorsun yine dertli dertli?
-Bu okul ne zaman bitecek be anne...
güncel Önemli Başlıklar