sözlük yazarlarından öyküler

tıbbi atık

Kürtaj sonrasında ortaya çıkan o 'insan' parçalarına ne olur sizce? Bu soru benim aklıma olamayan(oldurulmayan) bir kardeşimden haberdar olduğumda takıldı. ilk başta, sonrasında olduğu gibi sizi sarsmayan bir haber bu. Ya da en azından ben de böyle vuku buldu.

Günler geçince aradan ve yalnızlık tekrar bulduğunda sizi - aslında hiç ayrılmamış olduğunu bilirsiniz - sormaya başlarsınız neden diye. ilk başta keşkeler hücum ederken zihninize, sonrasında 'niye' lere yerini bırakırlar. Onunla hayallerinizde yaşar, sırlarınızı paylaşır, dertlerine çare olursunuz. Az çok size benzeyeceği için kendi çocukluk haliniz olarak canlanır hayallerinizde. Ve öyle bir an gelir ki isim bile düşünürsünüz ona. Hayallerde de olsa bir ismi hak ettiğini düşünmeden edemezsiniz çünkü 'o' diye hitap etmek bile yaralar sizi. Artık sizinle yaşıyordur ve aileden biri ile hangi sıklıkla görüşüyorsanız bundan daha sık buluşursunuz hayallerinizde. Sonuçta sadece sizinle yaşadığını düşünürsünüz. Ve bu hayaller devam ederken aklınıza o soru takılır; bir çöp gibi tıbbi atık poşetinde mi götürdüler onun kolu, bacağı olacak parçaları, yoksa son anında da olsa bir saygı gördümü O'na yaşamayı çok görenlerden? Bir mezar düşünüldümü onun için? Bunu bile kimsenin karşısına çıkıp soramazsınız alacağınız cevaptan korkarak.

Öfke ve hüzün birleşip te nereye ineceğini bilmeyen bir yumruğa dönüşmüştür artık. Nereye indirmeli bu yumruğu? Cehalete mi yoksa onun ayrılmaz dostu yoksulluğa mı?

Her yalnızlığınızda onun bu derde deva olacağını, tüm yalnızlığınızı sona erdireceğini sanıp daha fazla yorarsınız gözyaşı bezlerinizi. Ve bir an aklınıza yeni bir şey takılmıştır; O'nun bu halinizi görme ihtimali. Bir şekilde durumunuzu görüp, hatırlanıldığı için size minnet duyduğunu düşünürsünüz.

Ve annenizin sesi ile irkilirsiniz;

-oğlum ne düşünüyorsun yine dertli dertli?

-Bu okul ne zaman bitecek be anne...