bugün

gurbetçi

calısma amacıyla yurtdısına yerlesmis turklere verilmis isimdir. 1950lerde almanya'nın isci ihtiyacından dolayı dısarıdan goc alacagını acıklaması sonucu italya, yunanistan ve turkiye'den cok sayıda insan almanya'ya gitmistir (baska ulkelerden de isci alınmıstır ama en fazla sayıda insan bu 3 ulkeden gelmistir). italyanlar ve yunanlılar bazı restoranları dısında goze carpmazlar, sonucta onlar da avrupalıdır ve bu kulture acıklardır, entegre olmaları daha kolay olmustur. fakat turkler hem kulturel ve ailevi yapıları geregi, hem de turkun turkten baska dostu yoktur inancından olsa gerek daha toplu halde yasamayı, birbirlerini kollayıp birlik olmayı ve yasadıkları cevreyi de kendi istedikleri hale sokmayı becermislerdir. kreuzberg unlu bir ornek, cogu avrupa sehrinde daha kucuk de olsa boyle mahalleler var. ben su an almanyada bulundugum ve gurbetcilik olayı buradan basladıgı icin almancı ornekleri anlatmak istiyorum. yine de fransa, avusturya, isvicre, belcika ve hollanda gibi turklerin uzun sure once yerlestigi ve artık ikinci nesilleri buyuttukleri ulkelerde bir farklılık olacagını dusunmuyorum.

dil konusunda gorunur bir sıkıntı yok, burda dogup buyumus genclerin cogu o ulkenin dilini turkceden daha rahat kullanıyor. turkce konusmalarında bir bozukluk var evet. turkiyeyle sık iliskide bulunmamıs, gidip gelmemis genclerin konusmaları cok bozuk. bu konuda (bkz: almancı türkçesi). sonradan bir sekilde oralara goc etmis insanlarda dil ogrenme zorlugu mevcut, turklerin oldugu ortamlarda yasayıp calıstıkları icin kullanma zorunluluguna dusmedikleri icin. ama konustukları dilin cok duzgun olmadıgından ve sokak agzı ile konustuklarından sikayet ediliyor ozellikle almanlar tarafından. yk gibi gencler gordukce anlayacaksınız zaten.

gorunusleri ekonomik acıdan daha alt seviyelerde olduklarını dusunduruyor, bunu kanıtlayamam ama her kose basında donerci olmasına ragmen iyi kazandıklarını biliyorum. ama daha cok biriktirme egiliminde oldukları inancındayım. evet avrupada yasam turkiyeye gore daha pahalı ama eskiden beri turkler yurtdısında iyi paralar kazanıyor ve birikimlerini turkiye icin (ya da musluman kardesleri icin) saklıyorlar. bunların akıllı olanları oralarda cok buyuk meblag olmayan paraları turkiyede degerli oldugu icin gelip arsa, ev gibi yatırımlara girdiler, akıllarının bir kosesinde de hep turkiyeye donme dusuncesi yattıgı icin de bir anlamda geleceklerini saglama almaya calıstılar. malesef akıllı olmayanları da zamanında yesil sermayeye, gunumuzde de deniz feneri e vye kaptırmıslar. ama genel konusmayayım, herkesin durumu iyi degil, zor durumda olanlar var. yine de almanyada sosyal haklar daha gelismis oldugu icin vatandaslıgı olan kimsenin surunmeyecegini biliyorum.

bir diger konu da egitim, universitelerde okuyan cok sayıda turk genci var. aralarında turkceyi rahat konusamayan hatta turkce bilmeyenler mevcut. genel olarak turkler basarılı ya da basarısız diye bir kanı yok, aralarında cok basarılılar da cıkıyor, okulu bitiremeyenler de. ama egitim sistemiyle bir problemleri yok, ilkokuldan beri okuyanlar tamamen alman sistemi ile yetistikleri icin hic sıkıntı yasamıyorlar.

bastaki entegrasyon konusuna geri donersek, turklerin yapıları geregi beraber yasama ve alman toplumundan kendini ayırma isteklerinden bahsetmistim. bunun yanında karsı tarafın da yabancıları kabul etmeme durumu hala mevcut. ilkel bir ırkcılıktan bahsetmiyorum ama onlar da kendi iclerinde kararsızlar. konustugum birkac kisi tamam guzel gelsinler tabi diyorlar ama kendi yasamlarını burda kabul ettirmeye calısmaları bazılarına yanlıs geliyor. burada yasıyorsanız bizim gibi olun diyenler var. ayrıca turk mahallelerinden memnun degiller, ama diger yanda da turkleri mahallelerinde kabul etmeyen insanlar da var. boyle olunca turkler de tabiki helal yiyecekler alabilecekleri ve oturup adam gibi muhabbet edebilecekleri yerlere yakın olmayı tercih ediyorlar. butun bunlar karsılıklı gelisen durumlar, alman hukumetinin turklerin entegrasyonu konusunda uzun suredir cabaları var ama halk arasında buna karsı olanlar hala mevcut.

velhasıl bu arada kalmıs, almanyada yabancı turkiyede almancı denilen toplulugumuz sosyologların incelemesine deger bir hayat yasamaktadır ve bu konuda uzun suredir calısmalar yapılmaktadır. daha ayrıntılı bilgi icin fatih akın filmlerini izleyebilirsiniz.

son olarak sunu da soylemeden gecemeyecegim, (#2004051) numaralı entrydeki goruslere kısmen katılmama ragmen bu kadar agır sozlerle kimseyi rencide etmek istemiyorum. kendi adıma konusayım, ben turklerin (ya da genel olarak yabancıların) cogunlukta oldugu yerlere bir turk olarak girmeye cekiniyorum. bazı yerlerde turklerle aynı ortamdayken turk oldugumu belli etmemeye calısıyorum. sonucta hepimiz aynı ulkenin evladıyız ama nedense bir faklılık var, ben onlara bizden diyemiyorum. burada bahsettigim aslında cogunlukla genclerden olusan kucuk bir kesim ama gunluk hayatta en goz onunde olan turkler onlar ve bir sekilde turk imajını onlar olusturuyorlar. saclarını sakallarını garip sekillere sokmalarından mıdır, kocaman turk bayraklı tisortler giymelerinden midir, yarı turkce yarı almanca bagıra bagıra konusup kimseyi takmamalarından mıdır bilmiyorum ama davranısları beni biraz geriyor ve bu insanların turkiyeyi dogru sekilde temsil ettigine inanmıyorum. yabancı arkadaslarımdan duydugum hic turke benzemiyorsun laflarının hosuma gitmesi ise aslında cok yanlıs bir durum oldugunu gosteriyor ortada. tamam 70 milyonluk turkiyenin de hepsi bir ornek degil ama buradaki genclerin turkiyede sık rastlamayacagınız tiplerde olması boyle dusunmenize yol acabilir. "vay sen bizim din kardeslerimize nasıl boyle dersin" diye cıkısmayı dusunenlere de once bir gelin gorun su kardeslerinizi diyorum. her gece kluplerde kız dusurmeye calısan magandalara da bakalım kardeslerimiz diyebilecek misiniz?