evine vardığımda üzerindeki redingotuyla, karyolaya öylece uzanmış buldum onu, "nereye dostum semyonoviç, yoksa yine kız peşine mi? heh-he" diye sorup güldüğümde beni soğuk bir tavırla karşıladı, halbuki kendisine vereceğim borç paradan dolayı beni sıcak karşılayacağını ummuştum. Ev sahibesi içeri kaynayan semaveriyle girdi, bu, vaktiyle iyi bir drahoması olan dul bir general karısıydı, zavallıcık nasıl da çöküp, çirkefleşmiş. Dostum semyonoviç boğazını temizledi, "bu dünyadan gitmek istiyorum," dedi gözlerini benden kaçırarak, "niye dostum semyonoviç, genç ve yakışıklısın; neden neden?" diye sarsmaya başladığımda beni sert bir şekilde itti, "rus edebiyatına karşı çıkamam, intihar edeceğim." dedi yapmacık olmayan bir ses tonuyla, benimse gözüm semaver ve redingottaydı, ne ekmek yedi rus edebiyatı şunlardan diye düşünüyordum.