endgame

entry46 galeri video1
    1.
  1. Beckett'in en klasik ve sağlam yapıtlarından birisidir. karakterler genel anlamda çöküşteki özellikleri ile klasik becket karakterlerini yansıtırlar. bedensel anlamda özgür değildirler ya da olsalar bile mutsuzdurlar ve aynı zamanda hiçbir şekilde düşündüklerini elde edemezler. bu karakterler esasına bakıldığında, özellikle Hamm ve Nigel birlikte bize pozzo ve lucky'i hatırlatır. ikisi arasındaki ilişkiye benzer ve biraz hafifletilmişi göze çarpar.

    özünde sınırlı bir dünyadadırlar bu dünyayı bir kurukafa içersine de benzetebiliriz sadece iki pencereli ve pencelelerinin nereye baktığı belli olmayan çok sınırlı bir dünyaya da. özünde ilişkiler dikkate alındığında karakterlerin hareketleri(endgame oyunun son bölümü demektir satrancın ingilizcesinde) bazen bir santranç tahtasındaki hareketleri andırır. bu durumda hamm'ı kral olarak ifade edersek, clov ise onun son piyonu olarak dillendirilebilir. Romanda santraçvari anlatım ve ilişkilendirmeler Özellikle Murphy isimli romanın sonunda da önemlidir.

    Bunların yanında karakterlerin isimlerinden yola çıkarak da bir çok -özellikle etimoloji nin yardımıyla-sağlam çıkarlar yapılabilir.

    Nagging(azarlama kusur bulma anlamlarına gelmekle birlikte almanca kökeni ise "nagen"dir, Hamm ''hammer''(çekiç) in kısaltması olarak düşünülürse
    bunun yanında clove de etimolojik anlamda ''nail''(yani çivi anlamındadır) nagg ve nell'in birleşimi ise "nagel" yani ''nail'' i ifade etmektedir.

    hamm karakteri tüm karakterleri kontrol etmesine karşın, kendi üzerinde ve kendi çevresinde bir kontrolü yoktur aslında. clov ve anne babasına istediklerinin yaptırırken kendi durumu düşkünlüğü sefaleti ve çevresi hakkında oldukça güçsüzdür. satranca bakıldığında kral olarak nitelendirilebilir. kral en güçlü taş olmasına karşın aslında en zayıf ve aynı zamanda herşeye hükmeden taş olarak da nitelendirilebilir. onun en büyük korkusu ise dönüşlü bir varoluştur(yeniden yeniden ve yeniden gelmek dünyaya başlangıcın ve bitişin nesnelerin özünde yer alması ve hayatın tekrar filizlenmesi)

    oyunda ışık ise ümit ve hayatın semboli olarak kullanılmıştır. ışıkta aslında hamm'ın kişiliğine ait bir çok ipucu bulunabilir. o aslında bu gri dünyada ışık tarafından etkilenir daha doğrusu onun bir cazibesi vardır hamm'a karşı. bundan dolayı, clov'a kendisini penceresi altına götürmesini ister güneşin yüzüne yansısından yararlanabilmek için. ama hamm kördür ve pegg teyze de onun yüzünden karanlıktan ölmüştür. bundan dolayı, hamm karanlıkla lanetlenmiştir(kendisi ile aynı isme sahip olan ve tevratta yer alan noah'ın oğlu'nun adı da ham'dır ve o da lanetlenmiştir) ve diğerlerinin de aynı şekilde cezalandırılmasını istemektedir.

    hamm'ın rutin davranışları genelde gerekesizdir sanki bişeyden kaçmak istiyormuş gibidir. aslında bu açıdan diğer beckett oyunlarındaki ortak yönlere rastlarız. karakterlerin ölümü unutmak ve belki de ondan kaçmak için kullandıkları yöntemlerde birisidir bu rutinler. fakat bu rutinler onları ölümden uzaklaştırmak yerine daha da yakınlaştırır. ama hamm ölümü istemesine rağmen bir türlü kabule tam anlamı ile karar vermez bazı tereddütleri vardı. işte bu orta noktayı rutinler doldurur.

    bazı otobiyografik etkiler ise clov ile hamm ın arasındaki ilişkiye koşut olarak gelişir. beckett ile karısı ile arasındaki iilişkiyi andırır. bu tip bir ilişki mercier et camier de de bulunur. birbirlerine nasıl katlandıklarını merak etmennin yanında, gene de birbirlerinden ayrılamazlar. bunu yanında yalnız kalmaktan korkarlar.

    oyundaki esas konuya bakıldığında ise eser "finished" şeklinde başlamış olması varoluşun dönüşlü yapısına atıfta bulunur. (bkz: throne of blood) daha doğrusu başlangıç ve bitiş bu iç içe geçmiş ve birbirine dolanmıştır. bununla birlikte, onlar bir sıkışmışlık içersindedirler daha doğrusu asla son bulmayacak bir sıkışmışlık olarak da kabul edilebilir. hamm ölmeyi ister fakat bundan tereddüt duyar. sonuç olarak ölüm gelmez ve ne hamm ne de clov kendi varoluşlarından kaçabilirler. fakat bir açıdan nell'in ölümü ölümün hiç gelmemesi yönünde ileri sürdüğümüz gerçekliğe karşıt olabilir.

    bu tip varoluşun dönüşümüne yönelik açılımlar vardır. hamm'ın clov'u kendi tekelekli sandalyesini odanın ortaya getirmesine dair içgüdüsel bir istekle clov'u zorlar. çevre hakkındaki ilginç yorumları da (beyond the hollow wall in their hole is the "other hell") dante'nin infernosuna bir atıftır. aynı eser de varoluşun döngüsel yapısına bir göndermedir. bununla birlikte dante'nin infernal imajı cehennem sakinlerinin sonsuz acı ve seflaetlerini terennüm ettiği gibi becket'in karakterleri de kendi namütenahi durağan rutin davranışları içersinde gömülmüşlerdir. çünkü gerçek anlamda ölümü beklerken yapabilecek hiçbişey yoktur. bununla birlikte etrafları da durağandır. everythin outside is zero''..(inferno dairesel bir sistemde çalışırdı ve 9 tane dairesel bölümü vardır. içindekiler de sonsuza kadar zavallılıklarını tekrar tekrar yaşamaya mahkumdurlar. tüm eser de bunu yansıtır. onlar da sonuçta, sığınak olarak adlandırılan bir deliktedirler, bulunduklaır çevre ise'' other hell beyond the wall'' olarak tanımlanır)

    endgame'in santrançı ifade eden kelime olduğunu belirtmiştik. bu anlamda, karakterlerin hareketleri formalitedir. çünkü oyun kilitlenmiştir. bu ikili karakterler birinin baskın diğerinin ise hakim ama bağımlı olduğu. waiting for godot'daki impossible heap bu sonsuz ve döngüsel varoluşsal yapının bir ifadesidir. tekrarlamalar da bunu ifade etmenin aracıdırlar. çünkü olanaksız yığın olarak ifade edilen tek tek pare ya da tanelerin birikmesinden oluşur ama hiçbir zaman yığın tamamlanmaz yani bu yığın sona ermez bir bitişi yoktur. bununla birlikte, hayat zamanların daha doğrusu tek tek anların bir birikimidir. fakat bunların birikimi aynı zamanda hayatın sonun ifade etmez. bundan dolayı clov başlarken şu şekilde ifade eder:

    "it is finished... nearly finished.. it must be nearly finished.."

    fakat bitmez. bizim tekrarlayan faaliyetlerimiz ve davranışlarımız statiktir. ''same as usual'' ya da ''world of zero''dur.

    Becket in bu oyunu aslında bitmiş bir satranç oyun olarak da kabul edilebilir. bu oyun bir yönden de hayatın yansımasıdır. sonuç da ölümdür bu oyunda ve kral ise santranç oyununda kaçınılmaz sonu engellemek içn sadece ve sadece bir ileri bir geri hamle yaparak bu sonu sürekli ertelemeye çalışmaktadır. bundan dolayı bu hareketler in hepsi beckett karakterlerinin ölümden kaçmak için yaptıkları sonsuza kadar devamedegiden rutinler olarak kabul edilebilir;ama bu işin sonu yenilgidir.
    3 ...