bak ne dediklerimi adam akıllı anlamışsın ne de kendi yaptığın hatayı. çünkü tekrar ediyorsun. Sen bu çürük düzeni oluşturan sebeplerle, ideallerle, zihni, inançsal kodlarla, temel varsayımlarla ilgilenmiyorsun. Bunların yol açtığı günlük zulümleri sayıklayıp duruyorsun bana. Yüzeysel sonuçlarla ilgileniyorsun sebeplere bakmaktansa. Çünkü sebeplerle zihniyetin örtüşüyor. Kaçtığın şey tam da bu. Ben sana diyorum ki bu sermayedar düzeni savunan kim zaten? Ben onlara en temelden karşıyım, en radikal, en köklü şekilde. Bana karşı savunduğun laiklik/siyasi düzen ve serbest piyasa kurumları birbirini beslemiyor mu? Kapitalizm bizatihi laiklik üzerine kurulu. Senin tüm bu saydıkların dayatılan modern, seküler dünyanın yol açtığı sorunlar. Dinin hakim olduğu bir dünyanın veya düzenin değil. Şu kalın kafana bunu sok. Sen sosyalist olarak sekülerizmi müdafaa ettikçe onu kendi çıkarı için koruyan ayakta tutan destekleyen varlığını ona borçlu olan kapital sistemi de müdafaa etmiş oluyorsun en azından ilkesel, değersel, etik açılardan. Mülkiyete karşı yaklaşımınız temelde aynı. Sadece paylaşımında ihtilaf ediyorsunuz çünkü güç ilişkilerini etkiliyor bu. Sınıf çatışması dediğin şeyin özü de bu.
Konuya dönecek olursak: Çelişkini çok basit ve komik bi örnekle ortaya koyayım. Bana karşı savunduğun ismet gürbüz yani deli ismet, aynı zamanda karşı olduğun, mevcut iktidarı destekleyen, üstte demin örnek verip yakındığın tarikat düzeninin bir numaralı adamına hayran. Cübbeli Ahmet’e. Şimdi içinde olduğun garabeti görüp biraz utan ve burayı uplamayı kes artık.