Türkçülükten ne anladığınıza göre değiştiğini düşünüyorum.
Öncelikle Türkiye'deki sağ ve sol algısını bir kenara bırakarak bakalım.
Türkçülüğün hedefi sadece mevcut yönetim ve sistemi mi yüceltmektir yoksa türk halkının refah ve çıkarlarını yüceltmek ile devamlılığını sağlamak mıdır?
Sağ görüş daha çok mevcut sistemin devamı ve ekonomik anlamda ise yabancı sermayeye açık bir pazar anlayışına dayalıdır.
Sol ise sistemden çok halkçı, tamamen halkın çıkarları ile örtüşüyor ise sistemci, yabancı sermayeye karşı yerli sermaye endeksli bir fikirdir.
Şu şekilde baktığımız zaman Türkçülük aslında sola daha yatkındır.
Osmanlı döneminde de ilk Türkçüler sisteme karşı Türkçülüğü canlandırmış ve nispeten muhalif hareket etmiştir.
Ancak Türkiye'de Türklük ve devlet karşıtı tüm oluşumların sol yelpazede birleşmiş olması Türkçülerde sol görüşün "hainlik" olduğu şeklinde bir algıya neden olmuştur.
Yine Türkçülük halka dayalı bir düşünce olduğu için monarşiden ziyade türk ulusal egemenliğine dayanır.
Halbuki Türkiye'deki solun gerçek sol ile hiçbir alakası olmamakla birlikte nispeten kapitalizm ve yabancı sermayeye karşı olmayan sağ görüşün de Türkçülük ile her şeyi birebir örtüşmemektedir.