'' göz kapaklarını kesmiş '' diye mırıldandı '' sadist olabilir ''. güneşin sahte ışıklarının vurduğu ve yerdeki kanı aydınlattığı evin antresinde, donuk ve ifadesiz, yerdeki cansız bedene bakarken kesiklerin tedirginlik içermediğini ve hayati organlara yakın olup ulaşmadığını fark etti. bu adam kurbanlarının gözlerindeki korkuyu görerek büyük bir deşarj yaşıyor ve son nefeslerini verene kadar belki de çığlıklarını zihnine kaydederek deşarjın patlama anındaki sapıkça keyfini arttırıyordu. ne kadar uzatırsa aldığı keyif de o kadar artıyordu. mutfak masasında yarısı ısırılmış sandviç ve yere düşüp kırılmış bardağı gördü ve mırıldandı: '' sana direndi mi pis herif ? bu yüzden mi elmacık kemiğini kırdın ? ''. dişlerinin birbirine çarptığını anladığında zihninden akıp gözlerini kapatan zifiri karanlıktan çıkıyordu. notlarını alıp kabataslak bir psikolojik harita çıkardığı defterine kalemiyle vurdu ve otopsiye katılmak üzere arabasına doğru yürüdü. bu zavallı kadının sesi olacaktı artık.