fatih terim

Takım tutmam, maç izlemem, izleyeni sevmem, hiç video oyunu oynamadım (fifa mifa dahil), hiç iddaa oynamadım.

Fatih terim ismi bana şunları çağrıştırıyor:
- kebapçı baskını,
- sonrasında hatalı ayrılmaya karşılık son kuruşuna kadar alınan tazminat,
- arda turan ve milli maçlardaki prim mevzuları,
- banka, fon işleri,
- “ağır dünyadan” eş dostlar,
- böyle sözlüklerde falan paylaşılan, futbolcuyken adam dövmesine dair gazete haberleri,
- avrupa’daki emsallerine göre gayet yüksek ücretler,
- eften püften ülkelere karşı alınan mağlubiyetler sonrasında hep “ama uefa’yı kazandı” savunmaları (şenol güneş de dünya üçüncüsü oldu ama hem kimse onu umursamıyor, hem kimse onu savunmak zorunda kalmıyor),

Fatih terim başarılar gösterdi ama o zamanlar almancı futbolcu avantajı vardı. Almanya sonrada işe uyanıp, çocukları erkenden milli oynattı..

Ki, buraya gelen almancı futbolcuların da çoğu 3-4 sezonda ser sebil oldu…

Hiç mi iyi bir şey yapmadı? Bu biraz “pyrrhius zaferi” gibi bir şey. Bir tek iyi şey yapacak diye, başka 10 tane kötü anı yaratmak…

20 sene futbolun başındaydı, hala memlekette oturmuş bir futbol altyapısı yok. Gidip abuk sabuk adamlara dünya transfer ücreti ödüyoruz.

Yetiştirip satabileceğimiz adamları getirelim.. flaş oyuncuları getirelim.. kabul.. ama orta sınıf futbolcuyu içeriden temin edelim. Her sektörde “yerli ve milli” diye tutturuyoruz, al sana hiç bir işe yaramayan bir para kayıp alanı..