''arkadaş mı,
arkadaş mı ulan,
arkadaş he, arkadaşından menfaat bekleyen anasından am beklesin, öyle arkadaşlık mı olur.''
sokağın ortasında tüm semte avazı çıktığı kadar haykırarak bağıran ahmet amcanın bu feryadını duyduğumda çocuktum...
o an gözlemlediğim, sanki herkesin ortak bir fikrine ait olandı bu bağırış!
menfaat dedim ''menfaat'', tuttum bunu aklımda.
mütefekkir salih mirzabeyoğlu'nun yaşamayı deneme adlı romanın da arkadaş bahsi ki, harika olandır bana göre.
''arkadaş mı?
her türlü emniyet hissi kaybedildiği anda sığınılacak barınak, bölüşülecek sevinç, arkanı dayayacağın kuvvet, şefkat, aynı fikir yastığında rüyaları paylaşan, sırdaş!''