En büyük ibadet Allah’ı anmak
Bütün ibadetlerin özü Allah’ı zikir olduğu gibi gayesi de O’nu anmak ve hatırlamaktır.
Hak Teâlâ yüce kitabını bizzat zikir olarak isimlendirir. (Hicr, 15/9.) “La ilahe illallah” kelime-i tehvidi hem imanın ikrarı hem de zikrin kendisidir. Namazı, O’nu zikretmek, anmak için kılmamızı ister. (Taha, 20/14.) Namazı ve zekâtı zikirle birlikte emreder. (Nur, 24/37.) Oruçlu bir bakıma orucuyla zikir hâlindedir ve hacdan maksat da Allah’ın evini ziyaret edip onu anmak değil midir? Zikir bir ibadettir ancak onu diğer ibadetlerden ayıran onun için bir şekil, mekân ve zamanın tahsis edilmemesi, herhangi bir sayıyla tahdit edilmemesidir. Her zaman, her yerde, her hâlde sayısızca yapılabilir bir ibadettir. Bu sebeple “Allah’ı anmak, en büyük ibadet” (Ankebut, 29/45.) olarak tarif edilir Kur’an-ı Kerim’de.
Zikir, Allah’ı unutmamak, hep hatırda tutmak demektir. Rabbimiz bizim bu kıvama gelmemiz, her an O’nun huzurunda O’nun ile olduğumuz hakikatine erdirmek için ısrarla çokça zikretmeye çağırır. (Ahzap, 33/41-42.) Dünyevi meşguliyetlere kapılarak zikirden gafil olmamamız konusunda bizi uyarır. (Nur, 24/37.) Zikrin zıttı olan gafletten kurtulmak için zikr-i daim hâlinde olmak gerekir. Böylece zikir kalbe iyice yerleşir ve bu kullarını över Rabbimiz: “Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerinde yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. ‘Rabbimiz bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateşin azabından koru’ derler.” (Al-i imran 3/191.) Bu ayet zikrin sınırsızlığını ve devamlılığını, zikir için belli bir şekil ve vaktin tayin edilmediğini anlatır.
insanlar ya ayakta durur ya oturur ya da yatar vaziyette olurlar. Yüce Rabbimizin her an her yerde bulunduğu idraki içinde olan kul, O’nu hiç hatırından çıkarmaz ve sabah akşam, gizli aşikâr, için için yalvararak Rabbini zikreder. ( Araf, 7/205.)
Efendimiz (s.a.s.) bir gün ashabına sorar: “Amellerinizin en hayırlısı, Melikiniz katındaki en temizi, derecenizi en çok yükselten altın ve gümüş infak emekten ve düşmanla boğaz boğaza mücadele ederek sizin düşmanı, düşmanın sizi öldürmesinden (şehit ve gazi olmaktan) daha faziletli olanı nedir, size haber vereyim mi?”
Sahabe-i kiram da “Haber ver ya Resulüllah” deyince, Allah Teâlâ’yı zikretmenin tüm bu ibadetlerden daha faziletli olduğunu bildirdi Allah Resulü. (ibn Mace, Edeb 53; Tirmizi, Daavat 6.)
Peygamberimizin duasıyla yalvaralım Rabbimize: “Allah’ım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana layık ibadet etmek için bana yardım eyle!” (Ebu Davut, Vitir 26.)