ulan sallanıyoruz.
ama öyle böyle değil, tutunmadan yürüyemiyorsun.
uyku sersemliği ile kalktım, salona kendimizi attık.
bitsin diye bekliyoruz, bitmiyor. bitmiyor, devam ediyor.
sallantı devam ettikçe, herhalde yıkılacağız hissi ağır basmaya başlıyor zaten.
sonra bitti, bir baktım. belki bu şehir tarihi boyunca hiç sabaha karşı 4'te topyekun sokaklara dökülmemiştir, bilemiyorum.
sabaha karşı 4'te çevreyolu tıkanmış durumdaydı trafikten.
bir yandan da sağanak yağmur.
sonra arabadayken bir daha sallandık, araba sanki dışarıdan biri sallıyormuş gibi sallandı. sanırım 6.8 gibi bir şeydi bu deprem de.
dedim herhalde yer çökmek üzere.
tabi bu arada ne afad, ne kandilli'de bir şey yok. ama whatsapp gruplarında herkes aktif, herkes iyi mi diye yoklama yapıyoruz.
ardından bana deprem uygulamamdan ana depreme dair ilk bildirim düştü.
gaziantep 7.8 şeklinde. aklım almadı, hayatımda duymadım böyle bir şiddet.
sonra 6 gibi kesildi depremler.
bir şey olmaz diyerek evlere döndük. öğleden sonra bu defa da 7.7'lik bir deprem.
sonrası malum tüm şehir apartmanları terk ettik.
şehrin yarısında tek bir ışık dahi yoktu. herkes müstakil eski evlere, köylerine kaçtı. bizim gibi.