bugün

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Yazmayı bırakalı çok olmuştu, içimde susturduklarımı konuşmadığım gibi yazmayı da bıraktım epey zamandır. Bir dürtüyle buna geri dönmem gerekiyormuş hissiyatına kapıldığım bir anda bu cümleleri kuruyorum şimdi. Kendimden uzaklaştığımı, kendimi bastırdığımı ve kendime gerçekten nasılsın sorusunu sormadığımı farkettim. Neden herkese bir o kadar yakınken kendime bu kadar uzaklaştım bilmiyorum. Hayatım en gözde kelimelerinden biridir bu ‘’bilmiyorum’’. Hayat sürecinde belki de kaotik fazla olayın döndüğü bir süreçten geçiyorum, hayatımın yeni bir sayfası ve adaptasyon sürecinde kim bilir ne kadar başarılıyım bilemiyorum. Kendimi ne kadar çok tanıdığımı söylesem de belki de yeni bir ben’i keşfetmek üzere bir yoldayım. Klavye sesi beni hem rahatlatır hem de tetiklerdi. Şimdi güzel hissettirdi.

Psikolojik tatsız süreçlerden geçtik, geçiyoruz hala ama içimde her şeyi bir kabullenmişlik var. Belki hayatımda mantık odaklı olduğum bir evreye geldim bu sebeple bir şeyler daha şaşırtmıyor beni. Baktığımızda ne kadar olasılığı içinde barındıran ve gerçekçi bir perspektif ama hala sindirilmemiş bazı noktalar var belli ki buda beni içten tetikleyecek şeylere tekabül ediyor. Güçlü durmanın vermiş olduğu psikolojik ve fiziksel yorgunluğu hissediyorum belki de her gün, bu kadar güçlü olmayı seçmeyebilirdim. Ben de kafamı birilerinin omuzlarına gerçekten yaslayıp ‘’yoruldum’’ demek isterdim. Yaptım hayatımda bunu belli zamanlarda; kimi zaman yanlış omuzlara yaslandım devrildim, kimi zaman kendimden nefret ettirildim güvendiklerim için. Hayata karşı hep mücadele içinde büyüyüp geliştim, kimselerin görmediği savaşları verdim hep içimde, çok anlaşılmak istediğim zamanlarda görülmediğimi hissettim sonra giderek içime gömülmeye başladım. Dertlerimi bir toprağa serdim sonra onu da kuruttum gibi hissettim.

Ben bu hissi ömrümde hiç yaşamadım. Bir eve, bir yere, bir insana yüzde yüz ait olma hissini. Evet inkar edemem; sevdim, sevildim, belki büyüsüne kapıldım bir yerin, bulunduğum evde huzur doldum belki bir an ama işin sonunda hep geçti. Merak ediyorum birine, bir şeye tamamen ait olma hissini, belki hiç tatmadığımdandır ya da bunun farkına varmadığımdandır bilemiyorum. Veya bağlandığım somut şeylerin bile benden kopartıldığında nasıl hissettirdiğini bildiğim için bunu hatırlamamak üzere unutmuşumdur bilemiyorum…
Hayatı çeşitlendirmekten hoşlandırıyorum, tek düze yaşamak bana göre değilmiş gibi geliyor. Her zaman detaylar ve çeşitlendirmek önemli. Çoğulluktan yana bir yalnızlık hali. Yalnızlığında yaşarken huzursuzluk yaratan bir bireyselliğe evrilmiş gibi. Kendi başına kurulmaya endeksli bir hayat döngüsünün içine insanları katmaya çalışmak gibi. insanlar yürüdüğümüz yollar boyunca hep yanımızda olur, rolleri kadar kalır veya giderler. Bu gerçeklikle büyüyüp gelişen bir noktadayız. Ama kendime sözümdür, herkes bir gün gitse bile ben gitmek için aceleci davranmayacağım. Eğer ki özüme döndüysem, kendime hoş geldim…