bugün

anne

kucağında bir demet leylakla son enerjisini kullanıp gülümsüyor bana, fotoğraflarını çekiyorum. iyi düşün, sakin ol, umutlu ol sesleri sağdan soldan yükseliyor hep. umutlu da sanıyorum kendimi aslında ama fotoğrafı çekerken aklımda bari bir anı daha kalsın düşüncesi. böyle düşündüğümü fark etmek çarpıyor biraz. biraz çarpmıyor apaçık sikiyor belamı, utanıyorum umut edememekten. insan kabullenir mi böyle kolay? uzun uzun bakıyorum, çökmüş. güzelliğiyle ve kırışmamasıyla hep övündüğü yemyeşil gözlerinin çevresi kırış kırış sapsarı. insan bazı şeyleri fotoğraflarda daha net görüyor. üç buçuk yıl önce reanimasyon yoğun bakım önünde duyduklarımın benzerini duyuyorum. Doktorlar değişiyor, mekanlar değişiyor, cümleler değişiyor ama tema aynı; umut yok. sakinim ben. işe gidiyorum geliyorum, dışarı çıkıyorum, saçma sapan şeyleri dert etme şımarıklığına bile devam ediyorum ona biraz olsun normal hissettirebilmek için. olmuyor, yapamıyorum.